Anılar

Bir yiğidin ardından

yekta uzunoğlu kullanıcısının resmi

Biz hep öyle olduk, bizden öyle olmamız istendi. Acıların bir kene gibi varlığına gömülmesine müsaade edenler olduk. O kenenin varlığımızı an be an yemesinin, tüketmesinin acısını yaşayarak geçirdik bir hayatı.
Eybe (ayıptır), şerme (utanılacak bir durum), ev naye nıvisandın (bu yazılmaz) dı temel kodex (ahlaki kurallar), bu kodexin bedeli olarak varlığımızı bir yaşam boyu dayanılmaz acılara mahkum ederek…..

Sinemacı Yılmaz Güney Ermeni soykırımı üzerine konuşuyor

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

1915’den itibaren, kolektif katliamlardan ve kitlesel sürgünlerden oluşan planlı ve sistemli bir politika Türkiye Ermenilerinin yok olmasıyla sonuçlandı.
Sayın Başkan,
Saygıdeğer mahkemenizin Ermeni Soykırımı üzerine bir oturum düzenleyeceğini ilgiyle öğrendim.
Adalete aşık insanlar, hele ki benim gibi Türkiye kökenliyseler, bu sorun karşısında kayıtsız kalamazlar. Bu nedenledir ki izninizle birkaç düşünceyi dikkatinize sunmak istiyorum:

Benim Adım Öğretmen! Hümeyra Gün

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

"Adının öğretmen olması, yeter mi *Öğretmen* olmaya" der buldum yüreğimi...
Yeter mi, yetmez mi siz karar verin istedim; alıp başımı gittim ortaokullu yıllarıma...

Sanırım ortaokul ikideyiz, ergenlik yıllarımız utangaç, çekinken, başkalarına rezil olmak kaygısının ölümden beter olduğu zamanlar...
Bizler yokluk zamanlarının çocuklarıyız. Ayağımızdaki ayakkabı pençe tutmayacak kadar yıpranmadan yenisinin alınmadığı, alınan ayakkabının büyük bir sevinçle satın alınan sergide giyildiği zamanların...

Edebiyata Yolculuk

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Kapüşonumu çektim kafama. Bereket tam zamanında yetişti otobüs. Bindim. Gossau’da inip trene binecektim. Öyle de oldu.
Zürich istasyonu dışında, kararlaştırdığımız yerde Ersoy’un gelmesini bekliyordum. Yağmur gitgide hızını artıyordu. Erken damladı Ersoy. Valizimi bagaja bırakıp kendimi ön koltuğa attım. Sohbet ede ede gidiyorduk ama sıklıkla sohbetimizi arabanın silecekleri bölüyordu.
“Necmettin,” dedi Ersoy, “gözün benzinlikte olsun, hem kahve içeriz hem de adresi navigasyona yüklerim.”

Yamalı Halı

Nural Yılmaz kullanıcısının resmi
Ağlıyorum. 
Nedir beni ağlatan?
Bilmiyorum…
Öylesine kırgın ve öylesine kızgındım ki!

Öfkem dinmek bilmedi yıllarca!

"Öfke Kontrolu" eğitimleri falan hikaye yani. Hiçbir eğitim o ikisine olan öfkemin derecesini bile düşürememişti.

İki gün, üç-beş hafta, beş-on yıllık bir öfke değil bu üstelik. Ömrümün akışına imza atan o iki kişiye olan öfkem, hayatımın her anını alt üst etmişti.

Bir Başka Fakir Baykurt/ Cem Duman

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

. Fakir Baykurt, bir grup arkadaşla çıkarttığımız “Sesimiz gazetesi” için söyleşi yapma isteğimizi bir kez geri çevirmiş, bir söyleşimizde de beklentilerimizi karşılamamış olmalı ki, bir arkadaşımız gazetede; “kitapları okunması gereken, ama dinlenmesi gerekmeyen bir yazar” gibi bir cümle kullanmıştı onun için.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
Anılar beslemesine abone olun.