RESUL KOCATÜRK’ÜN ‘TIMARHANEDE 22 GÜN’Ü
Adil Okay
Adil Okay
Adil Okay
EYLÜLDEN KALANLAR VE İKBAL KAYNAR
12 Eylül darbesinden sonra çok uzun bir suskunluk dönemi yaşandı. Kitap okumanın suç sayıldığı, “devrimci olmanın ölümle özdeş sayıldığı” bir ülkede, gerçeğe sadık kalarak yazmak da kolay değildi. 12 Eylül gerçeği de imgelerle örtülemeyecek kadar ağır ve açık bir trajediydi. Dikkat edin bu konuda yazabilecek, darbeden fiziki olarak zarar görmeyen güçlü romancıların birçoğu 1980-1990 arası susmuşlardır. Bir kısmı da yazdığıyla gerçeğe teğet geçmiş ya da gerçeği tahrip etmiştir.
12 EYLÜL VE FİLİSTİN GÜNLÜĞÜ III. BASKI
VE NAKBA’DAN GAZZE’YE FİLİSTİN DİRENİŞİ
2009 Yılında Ütopya yayınevinden çıkan anı belgesel bir çalışma diyebileceğim “12 Eylül ve Filistin Günlüğü” adlı kitabım iki baskı yaptı. Aradan geçen süre boyunca birçok Filistin temalı araştırma yazısına, TV programlarına, dergilere ve kitaplara kaynak oldu. Ancak Filistin sorunu çözülmedi. Kitapta yer canlı tanıkların ifadelerinde geçen İsrail mezalimi devam etti.
Adil Okay
MAHMUD DERVİŞ VE GAZZE
“Ve ant içtim ki
Bir mendil işleyeceğim yarına kadar
Gözlerine sunduğum şiirlerle süslü
Ve bir tümceyle baldan ve öpücükten tatlı
Bir Filistin vardı, bir Filistin yine var” Mahmud Derviş
*** Seni yazıyorum anlayamazsın Beyrut'taki Filistin konuk evlerinde erkenden kalkıyor ve hastaneye gitmek üzere hazırlanıyoruz. Tercümanlığımı uzun yıllar Türkiye'de eğitim yapan, Türkçe bilen Filistinli, Halk Cephesinden Hüssam yapacak. Henüz inşaatı devam eden hastahanenin dış görüntüsü insana güven vermiyor. Ancak içerisi oldukça temiz. Hastahanelerde değişmeyen ortak özellikler var. Örneğin bekleyiş ve ağıt. Bekliyoruz. İdaredeki görevliler gelince yatış işlemleri yaptıracağım. Ondan sonra ameliyat. Filistinli Hüssam’ın keyfi yerinde, hemşirelerle şakalaşıyor.
3 fotoğrafçı / belgeselci arkadaşın aylar süren çalışmalar sonucu hazırladıkları bu sergi “kentsel dönüşüm” adıyla gerçekleştirilen bir kıyıma, toplu sürgüne, bir toplumsal travmaya dikkat çekiyor. Görmezden gelinen başka / öteki hayatlara dokunuyor. Postmodern "Sınıf kardeşliği" söylemini de yerle bir ediyor.
Daha açık bir ifadeyle söyleyecek olursam: "Herkesin aynı gemide" olmadığını gösteriyor. Aynı gemide olanların bile kimisinin "küpeşte yolcusu" olduğu gerçeği yalın biçimde ekrana / objektife yansıyor.
Göstermek ilk adımdır...
AŞKIN’IN AŞK’I SORGULAMASINA DAİR ÜÇ BEŞ KELAM
ZAMANIN RUHUNDAN ÜFLENMİŞ BİR KİTAP; SÖZLERİN İZLERİ
Buraya ne zaman ve nasıl geldiğimi bilmiyorum. Baktığım her yer tek renge kesmiş. Bir sis bulutu içinde. Atacağım her adım boşa gelecekmiş gibi. Ağzım neden bu kadar kuru?
adil okay
Güvercin kanadından, telgrafın tellerine uzanan yol ve GÜL Güzel