Edebiyat Bahcesi ağ günlüğü

Korona Atıştırmaları/ İbrahim Eroğlu

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

 −Öküzlerin cezasını bu kez de buzağılar çekiyor. 
     
“Askıda ekmek”ten sonra, “askıda aşı” öneriliyor.
−Anlaşıldı; bu “askının” sonu Filistin’e kadar gider.
 *
Covit-19, diktatörlüğe dönüşecekmiş.
−Ağzı olanlar değil, Ziya ül Hak’ın sizlere ömür olduğundan emin olanlar konuşuyor.
 *
Korona stresine karşı yine iyi bir haber: “Ay’a çıkacağız.”
−Bu “ayaklarla” daha önce de çağ atlamıştık.
 *
Koronanın yarattığı küresel krizde en çok çocuk işçiler çalıştırılacakmış.

YENİ KİTAP: Kadın Erkek Eşitsizliği ve Toplumsal Yozlaşma

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Yazar kitabında, insanın duygu ve düşüncesini kullanmaya başladığı günden bu zamana kadar, kendisine kültür olarak edindiği tüm değerleri sorgulamaktadır. Sosyal bir varlık olarak insan, şimdiye kadar en kutsal değerler gördüğü Tanrı, din, ahlak, namus, siyaset ve gelenekleri, ataerkil mantıkla şekillendiğini ve ailenin temeli kadını köleleştirdiğini, kaynaklarıyla ortaya koymuştur. “Mevcut egemen patrial insan düşüncesinin yaşama yüklediği anlamlar, çağın gerçekliğine göre gelişmiş kültür değerleri değildir.” diyor. Bunların çoğunun yıkılıp atılması gerektiğini ifade etmektedir.

Vatansız ve Sahipsiz Bir Yeryüzüydü Düşüm

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

karanlığa kin kustu inancım
göğsümü kanatırken zulüm
durmuş zamanın ölü vaktindeydim
aldırmadım
yanılan andır diyordum
çocukluğum ve gençliğim
efkârımın yalımlarında kanasa da
hiç eğilmedi başım
sırtımda çürüdü nemli duvarlar
ağırlığı omuzlarıma çökünce ağlayanların
patika yollarda yürüdüm
isyanım çıldırdı
sesimi direnen türkülerle ezgiledim
vatansız ve sahipsiz bir yeryüzüydü düşüm
toprağın her yerde herkesin olduğu
gökyüzünün hepimize mavi baktığı
vatansız ve sahipsiz bir yeryüzüydü

Sonsuzluğa uçan uçurtma: Şeytaniko!/ Mehmet Güzelay

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Mahallede, bir kaldırımın üzerine sıralanmış, boş boş oturuyorduk. Ardından kalkıp top oynamaya başladık. Bir süre sonra sıkılınca top oynamayı bıraktık. Kalkıp evlerimizin yolunu tutuyorduk ki,
 “Şero, Şirinyer’e gidelim.” dedi Heci.
“Oğlum, şimdi orada, bu sıcakta ne yaparız?” diye sordum.
“Aklıma bir şey geldi, oraya varınca sen de beğeneceksin.” deyince, “”İyi o halde gidelim.” dedim.

Muzaffer Oruçoğlu’dan, Afganistan (Sovyet İşgali)/Ganime GÜLMEZ

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

***
“Sineğin kanadından yağ çıkarma işi”
Bugünkü Afgan Rejimi’nin insanlık dışı, barbar bir rejim olduğu doğrudur. Hiroşima ve Nagazaki’yi yok eden, devletleri işgal eden, darbeler düzenleyen, bölgesel savaşlara dolar ve silah akıtan, Kyoto Anlaşması’na imza atmayarak ozon tabakası deliğinin genişlemesini hızlandıran Amerikan Devleti, Taliban Rejimi’nden daha az mı barbardır? Yeryüzünün en büyük modern barbarlarını görmek isteyenler bakışlarını batıya çevirmelidirler.

Susuyordu Zaman/ Mehmet Alagöz

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Yazarın dili sade, anlaşılır ve akıcı. Kahramanlarının yaşadığı olayları, hatasıyla sevabıyla, abartıya kaçmadan,  ajitasyon ve sloganlaştırmadan okuyucuya aktarmak istemiş, bunu da çok iyi başarmış.

Doğa betimlemeleri çok başarılı, romanı okurken kahramanlarla birlikte köy köy, dağ dağ... gezinip durursunuz.

Yazar ayrıca tarihten notları günümüze taşır.

Adil Okay’dan Tuhaf Buluşmalar Metrosu/ Ganime Gülmez

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Adil Okay bu kitabı: “Erken kaybettiğimiz oyuncu ve yönetmen Erhan Sönmez’in anısına...” ithafen, ‘Yolcu’ adlı kitabında yer alan ‘Tuhaf Bir Buluşma’ adlı öykünün, bir tiyatro oyununa dönüştürülmesi projesi olarak hazırlamış.
 
Okurken izlemek!
Aç-kapat oyunuyla yönetilen bir pandemi sürecinin belirsizliğinde boğulan insanlığın, en azından belirleyebildiği adımları gerçekleştirdiği yaz günlerindeyiz.

Salkım Taneli Kadınlar/ Cengiz Yeziz

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

“Bak işte Fadime Abla senin oğlanın yaptığına bak!” dedi,  meme uçlarındaki diş izlerini göstererek. “Dişleri etime kadar battı. Kanadı bile, bu izler geçer mi abla?” diye sordu.  “Annem görürse öldürür beni!”
“Ay ay ay kör olma sen e mi! El kadar çocuğun ağzına memeni mi verdin? Sende hiç akıl yok mu?”
“Ne bileyim abla! Hani çocukları emzirirler ya bende ‘nasıl bir şeymiş bu, diyerekten şey ettim.”
“Nerdeyse üç yaşına girdi, meme mi verilir çocuğun ağzına?”
 Taze gelin birden atladı:
“Geçer kız geçer korkma ben biliyom o izleri.”
Fadime:

Fatoş Güney’den Camları Kırın Kuşlar Kurtulsun/Ganime Gülmez

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

 
Yılmaz Güney ölüm döşeğindeyken, yaşananların ve bunların yaşandığı yılları yazamayacak olmanın da acısındadır: “Yılmaz kemikten ibaret kalmış parmaklarıyla elimi tuttu. "Senden bir şey isteyeceğim mavi kuş. Söz ver bana, eğer ben yapamazsam mutlaka sen yapmalısın!"
"Neyi ben yapmalıyım Yılmaz'ım?"
"Yazmalısın, mutlaka yazmalısın! Yazacaksın değil mi? Anlatacaksın beni, kendini,  yaşadıklarımızı, direncimizi, zor günleri..."

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
RSS - Edebiyat Bahcesi ağ günlüğü beslemesine abone olun.