Haydar Karataş ağ günlüğü

Adrian Tanrı’ya mektubunu vermeye gitti

Haydar Karataş kullanıcısının resmi

Evimizin sırtını dayadığı Gola Ostoro Dağı’nın eteklerini eğile büküle dolanıp giden eski bir kağnı yolu vardı. Öğle miydi, sabah mıydı hatırlamıyorum o yola girdim. Tanrı’yı bulmaya, onunla konuşmaya gidiyordum. Masal ustası yataktaydı, dili tutulmuştu, çok sevdiği tütün tabakası, piposu boynu büküktü. Büyüdüğümüz o evde sanki her şey gözden ibaretti. Birkaç ay içinde olmuştu, yüzü erimiş, gözleri kocaman olmuştu. Sırtında taşlar taşıyarak evler yapmıştı, etrafında sıra sıra kavak, erik ve dut ağaçları dikmişti.

Dersim Katliamı: İki ulusun kıskacındaki Dersim nereye gider

Haydar Karataş kullanıcısının resmi

Herkesin bir Dersim’i var. Dersimlinin dahi pek çok Dersim’i var. Bu kavgada gerçek ne, kim haklı kim haksız inanın bana tarihin hiç bir kesitinde anlaşılmayacaktır. Neden mi, Jele hikâyesinde anlattığım gibi Dersimli dahi gittiği yerlerden Dersim’e dair anlatılan fikirlerle geri döndü, birisinin elinde Kemalizm, birinin elinde Kürt sopası, ne kadar Ermeni ya da Zaza’yız tartışması, üst üste, iç içe kavga edip gidiyor.

Bıyık üç numara sakal uzun olacak

Haydar Karataş kullanıcısının resmi

Sabahtı mahkemeye gitmem gerekiyordu, demir kapı açıldı. Maltaya çıktım dört sakalla yüz yüze geldim. Sakal dediğiniz aşağı doğru akar, onlarınki çeper gibi yanlara açılmıştı. Parlaktı. Gardiyanlar arasında “kapıaltı” dediğimiz yere doğru yürürken belki on kez dönüp baktım. Şaşırmıştım, hapishanede ne işi vardı bu dört sakallının, ne yapmışlardı?

Yahudi Keşiş

Haydar Karataş kullanıcısının resmi

İyisi gene masallar. Masal denen şey aslında insanın içinde yaşadığı karanlığa fener. Masallar, meseller toplumsal ruhun sağlaması gibidir, kimi onlardan din çıkarır, kimi pireleri deve yapar, develeri tellak ve kimi edebiyatı keşfeder masalın derinliğinde. Fakir fukaraysa umudunu masala gizlemiştir, özlem oradadır, kaybolmuş aşklar, zamansız ölmüş hayatlar o masallarda dirilir, konuşur, murada ererler. Zaten eski Roma şehrinde bizim bu roman dediğimiz edebiyat fakirlerin çocuklarına anlattığı ‘uydurma hikâyelere’ verilen isimdi...

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
RSS - Haydar Karataş ağ günlüğü beslemesine abone olun.