Temel Demirer ağ günlüğü

DEVRİMCİ BİR GELENEK: AST[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
Sabahattin Kudret Aksal’ın, “Tiyatro, sanatın tümü gibi bir okuldur. Eğitir, geliştirir insanı, dünyasının sınırlarını genişletir”; Genco Erkal’ın, “Tiyatro insandan insana bir iletişimdir. Araya elektronik ya da mekanik bir aygıt girmeden yapılan bir iletişim,” vurgularını önemsediğim için “Tiyatro kutsal amaçlardan gittikçe uzaklaşıyor,”[2] saptaması üzerine bir de 2000’lerde kafa yormakta yarar olduğunu düşünüyorum.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

Televizyon dizilerinden “tarih” öğrenilmez; ama coğrafyamızda bunun aksi varittir… Böylesi bir ortamda,  “Tarih, üzerinde uzlaşılmış bir yalanlar silsilesidir,” diyen Napolyon Bonapart’ı ya da “Tarih eski hataları tekrarlayan yeni insanlardan ibarettir,” notuyla Sigmund Freud’ü veya “Tarih ders kitaplarında her ulus yalnızca kendini yüceltmeyi amaçlar,” vurgusuyla Bertrand Russell’ı anımsamamak mümkün mü?

Olması Gereken Edebiyat Özgürlüktür[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
Ötekini anlayabilmenin en güzel yollarından biri olarak edebiyat bir sanat, bir fikir, bir yol, her şeyden ötede rengârenk bir yurttur.
Hayatın yazıya dökülmüş hâlidir; insan(lık)a yaşam gücü veren panzehirdir.
Edebiyat her şeyin başlangıcı, hayatın ta kendisi ve en önemlisi hakikâti tanımayı, anlamayı, derinden kavramayı öğretir hepimize/ herkese…
Zihnimizi biçimlendiren edebiyat, bize insanların ruhunu sezme, insanlığımıza hâkim olma, sahip çıkma gücü verir; ama post-modern “röntgencilik” değildir asla!

BAŞKALDIRAN TİYATRO(CULAR)[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
 
 “Geceleri uyumayanların
yolundan çekilin.”[1]
 
“Geceleri uyumayanların” başkaldıran tiyatrosu; “Uyuyamayanlar; onlar, geceyi var ederler!”[2] hakikâtinin eylemidir; Haldun Taner’in Tomas Fasulyeciyan’a söylettiği, “Zaten aktör dediğin nedir ki?” sözleriyle başlayan tiradındaki üzere…
Sahi nedir tiyatro? Göze alan bir deli; delilik ancak dehayla olan cürettir!
Bunun için “iki kalas bir heves” yeter mi? Yetmez elbet; ötesi, daha da fazlası gerekir

ÜTOPYA KAYBINA KARŞI POLİTİK SİNEMA[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

orada izler bırakmak demektir.”[1]
 
“Bu çağın asıl salgınının, ütopya kaybı; ütopyayı yitirip, döngüye teslim olmak” olduğundan şüphe duymuyor ve bu hâlin en iyi özetinin de, “Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum...”[2] itirafı olduğunu düşünüyorum.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
RSS - Temel Demirer ağ günlüğü beslemesine abone olun.