Temel Demirer ağ günlüğü

“SANAT” DEYİNCE![1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
“İnsanı sanatçı yapan şey yalnızlıktır,”[3] türünden saptamaları ciddiye almayıp; “Sanatın gücünü bildiğimiz içindir ki, sorumluluğumuz büyük” diyen Anna Seghers gibi düşünenlerdenim…
“Sanat daha önce yapılmamış olanı ister,” vurgusuyla Theodor Adorno’nun altını çizdiği gibi, “Özgür olamayışın ortasında özgürlük benzeri bir şeyi dile getirir sanat”…

“Bizden” Biri: Fatma Girik[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

dünya maviye boyanırdı.”[1]
Atillâ Dorsay, ‘Yeşilçam’dan 100 Portre’ başlıklı yapıtında “Çalışkan, üretken, sinemaya tutkuyla bağlı, sanki oyuncu olarak doğmuş, o kendine özgü sanatçılardan”[2] diye söz eder; 12 Aralık 1942’de İstanbul’da doğup, 24 Ocak 2022 günü aramızdan ayrılan Fatma Girik’ten…
Bir çınar daha devrildi.

6 Mayıs 1972: Geçmişi de Geleceği de Yitirmeyen Ölümsüzlük[1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

hayatının yarısı
ilk yirmi yılındır.”[2]
 
Bugün -kimilerine göre-, “Ruz-ı Hızır/ Hızır Günü” olarak adlandırılan Hıdırellez günü, dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır ile denizlerin hâkimi olduğuna inanılan İlyas’ın yeryüzünde buluştukları düşünülen 6 Mayıs…

Ölümsüz(ümüz)dür Nâzım Hikmet[1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

öfkem belki de yaşayamadıklarımdan.”[2]
 
“Ew çend giringî pê bide jiyana xwe ku di/ heftêyem de jî wek mînak çandina darzeytûnê bibe// Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,/ yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin,” dizelerinin hakkını bir komünist gibi yaşayarak verdi. Eylül 1961’in Doğu Berlin’indeki, “sözün kısası yoldaşlar/ bugün Berlin’de kederden gebermekte olsam da/ insanca yaşadım diyebilirim,” demeyi de sonuna kadar hak etti…
O Türkiye Komünist Parti’li Nâzım Hikmet’ti;[3] ölümsüzdü…

Eleştiri ve Eleştirmenler[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

insana ne faydası var ki,
düşünmeyi başkalarına bıraktıktan sonra.”[1]
 
Coğrafyamızda eleştiri ya heptir ya da hiç! “Heptir”, her şeyi yerle yeksan eder. “Hiçtir”, susar görmezden gelir…
Bu tür zaaf(lar)ın aşılması için eleştiri ve eleştirmenler meselesinin yerli yerine oturtulması “olmazsa olmaz”dır.
* * * * *
Eleştiri denince birçoğumuz herhangi bir şeyi veya durumu olumsuzlama, ona karşı çıkma ve yermek anlamını çıkarıyoruz.

Resim Hâl(ler)İne Picasso Ders(ler)İ[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
“Resim, yaşananların süzülmüş hâlidir,” diyen Ahmet Cemal haklıdır. Çünkü ilk iletişim sanatıdır o.
Kolay mı? Leonardo da Vinci’nin sözüyle özetlersem: “İlk çizim bir adamın, güneşin duvara düşürdüğü gölgesinin etrafında çizilmiş basit bir çizgiydi.”
Malum: Fransa’daki Lascaux mağarasındaki resimler (av ve hayvan figürleri) on binlerce yıl öncesine uzanır; belki daha da eskiye…
Resim insan(lık) tarihinde konuşma (ses çıkarma) gibi ilk dışavurum şekliydi.

KAZAKİSTAN İSYANI[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

ancak burjuvaziye nefret
ve isyanla kurtarabilir.”[1]
 
Eduardo Galeano’nun ifadesiyle, “Yine barış ve adalet haykırarak doğan yirmi birinci yüzyıl da, önceki yüzyılın izinden gitmekte”yken; BBC’ye bile, “Kıyamet filmlerinden çıkmış gibi”[2] dedirten bir fırtına koptu Kazakistan’da.
2022’de kopan fırtınaya dair üç söylem öne çıktı: i) “Nazarbayev-Tokayev”in diktatörlüğünü hedef alan halk isyanı”, ii) “ABD/ Batı’nın renkli devrim komplosu”, iii) “Rusya”nın jeopolitik hamlesi.”

Mizahın Ferhancası[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

takılın, çünkü sadece bir gülümseme
karanlık bir günü aydınlatabilir.”[1]
 
Bulaşıcı ve dayanılmaz özellikleriyle gülmenin bir tepki olduğu kadar, yaşama bir katkı olduğunu ve gülmekten daha güzel bir eylem varsa onun da güldürmek olduğuna inanırım.[2] Çünkü gülmek/ güldürmek iki insan arasındaki en kısa mesafeyken; mizah duygusundan yoksun otoriterlik koşullarında gülmek, yaşam ve ölüm karşısında hakiki bir zaferdir.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
RSS - Temel Demirer ağ günlüğü beslemesine abone olun.