Sarıyerli Kadınlarla Bir 8 Mart Söyleşisi…[1]
umutsuzluğun da içinde umut.”[2]
Merhaba, Sevgili Sarıyerli Kadınlar,
Çağrınız bende sevinç uyandırdı. 8 Mart öncesi sizlerle olmak, mutluluk…
umutsuzluğun da içinde umut.”[2]
Merhaba, Sevgili Sarıyerli Kadınlar,
Çağrınız bende sevinç uyandırdı. 8 Mart öncesi sizlerle olmak, mutluluk…
başka bir nefestir”[1]
Deprem Bölgesindeki izlenimlerim ve düşüncelerim
Kemal Yalçın
Ülkelere bölünmesi yeryüzünün!”[1]
İklim krizinin güncelleştirdiği “Bir sona doğru mu gidiyoruz?” sorusu, ister istemez Jean-Paul Sartre’dan mülhem şu diyalogu anımsatıyor: “... ‘Her şeyi silip yeniden başlarız.’
Mathieu gülümsedi: ‘Her şey silinir silinmesine, ama başlanmaz yeniden.”
Hayır, düşünen aklın karamsarlığı için hiç de imkânsız değil bu!
Demokrasi ve insan haklarından dem vuran batılı toplumlar, Aleviliği ekonomik ve siyasi çıkarlarında kullanacakları bir noktasını bulamadıklarından, hak ettiği desteği hiçbir zaman sunmadılar. Sürekli ikiyüzlü davrandılar.
Aleviler ise; farklı toplum ve dinsel anlayışların saldırılarından olumsuz etkilenmeleriyle birlikte, 1500 yıldan daha fazla dağınık, düzensiz ve otoritesiz yaşamayı, özgürlükmüş gibi görmeleri yüzünden, Aleviliği hak ettiği yere taşıyamadılar.
hepsini senin adınla çağırıyorum”[2]
Sinema, edebiyat, sanat, aşk, siyaset 47 yıllık yaşamının özetiydi. Coğrafyamız sinemasının en önemli ismiydi. Onun ardından Onun cesaretinde bir yönetmen çıkmamıştı. Kim ne derse desin büyük devrimci bir sinemacıydı; dik duran müthiş bir gözlemci, yetkin öykücüydü.
diz üstünde değil.
Yaşam hep ayakta
yapılması gereken bir iştir.”[1]
Yazmak, tasarımla ilintili bir gerçek ve yaratıcı bir eylemdir; eylem olarak ele alındığındaysa toplumsallaşabilen/ dönüşebilen hakikâtin kendisidir.
Yeniden üreten, yorumlayan, değiştiren ve dönüştüren bir birey olarak yazar, yazmak süreci boyunca kendisiyle, doğayla ve toplumla bir hesaplaşma içindedir aynı zamanda.
Terörün Tanımı: Genel anlam itibarıyla sisteme karşı, silahlı ya da silahsız şekilde isyan ederek, kaos yaratıp mevcut düzeni değiştirmektir. İsyan edip devlet sistemini değiştirmek isteyenler, haklı iddia ve düşüncelere dayanıyorsa ki, kimse durup dururken kendisini ateşin içine atmayacağına göre, bu isyanlar temel insan hakkıdır da aynı zamanda.
Herkesin şahit olduğu gibi, Türkiye’de özellikle eğitim görmüş ve kendisini entelektüel sayan sol, Aleviler ve liberaller, gizli ya da açık milliyetçi düşünce yapısını henüz aşmış değiller.
belki bi cesaret,
Belki bi çılgınlık,
Belki bi şiir, belki bi çay.
Olur ya, belki…”[2]
Merhaba, Dostlarım, Kardeşlerim,
Yıllar önce üniversiteden ayrılmak zorunda bırakıldığımda, ayrıldığımın sadece çürümekte olan bir kurum olduğunun farkındaydım.
Aynı düşü paylaştığım sizlerle ise yolum hiç ayrılmayacaktı.
Ayrılmadı da…