Güncel

FUTBOLUN ASİLERİ[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki.[1]
 
Neil Faulkner’ın, “Bütün şeyler kendi içlerinde çelişkilidir ve çelişki, tüm hareketin ve yaşamın kökenidir; bir şey ancak bir çelişki içerdiği sürece hareket eder, itkiye ve etkinliğe sahip olur,” saptaması “Futbol asla futbol değildir,” dite tarif edilen gerçeğin asileri için de geçerlidir…

Bir Bildirge Denemesi: Devrimci Gerçekçilik

Mustafa Güçlü kullanıcısının resmi

Sanatta, tarihsel aralıklarda kesintiye uğramış olan insanlaşma estetiğinin deneyiminden filizlenen kültürel alana ilişkin topluca, yeni bir inşa hareketini başlatmak gerekir. Edimsel olgularla desteklenen sınıf karşıtlığı ve karşı olanın kurguladığı gerçeklik örneğinin estetiği etrafında gerçekleşecektir bu yeni gerçekçi devrimci inşa süreci. Bu süreç geçmişin geleneksel kavramları ve eskimiş dar bir çerçeveye özgü dili üzerinden şekillenemez. Yeni dil ve söylem hayatın tüm çelişkilerinin tarihsel ve maddi kavranışındaki gerçeklik ve özden oluşmak durumundadır.

“M A Y A”

Mustafa Güçlü kullanıcısının resmi

Eylül ayında çıkaracağımız “Maya" kültür sanat dergisine yazı ve ürünlerinizle desteklerinizi bekliyoruz.

İki ayda bir çıkaracağımız çevrimiçi dergimizin ilk sayısının dosya konusu "Sol ve Kültür Politikaları" olacak.

Amacımız postmodern ve yoz edebiyata karşı gerçekçi edebiyat alanında bir mücadele odağı oluşturmak.

Ürün gönderme adresi: maya.edebiyat@gmail.com

Sevgiler...Saygılar

Maya Kültür-Sanat Kolektifi

Zeki Müren mi? Dediniz…[1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
“Murat Bardakçı’nın ‘Zeki Müren sanat müziğinin canına okumuştur’ lafı”na da;[3] “Büyük sanatkâr, hayalleriniz ötesinde, tahminlerinizin ötesinde büyük Zeki Müren,”[4] betimlemesine de; “Türkiye’de gerek müzik gerekse genel beğeninin tarihini yazarken ihmal edemeyeceğimiz isimlerin başında Zeki Müren gelir”[5] tespitine de katılmasam da Zeki Müren’in önemli olduğunu düşünenlerdenim.

“Bizden” Biri: Fatma Girik[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

dünya maviye boyanırdı.”[1]
Atillâ Dorsay, ‘Yeşilçam’dan 100 Portre’ başlıklı yapıtında “Çalışkan, üretken, sinemaya tutkuyla bağlı, sanki oyuncu olarak doğmuş, o kendine özgü sanatçılardan”[2] diye söz eder; 12 Aralık 1942’de İstanbul’da doğup, 24 Ocak 2022 günü aramızdan ayrılan Fatma Girik’ten…
Bir çınar daha devrildi.

6 Mayıs 1972: Geçmişi de Geleceği de Yitirmeyen Ölümsüzlük[1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

hayatının yarısı
ilk yirmi yılındır.”[2]
 
Bugün -kimilerine göre-, “Ruz-ı Hızır/ Hızır Günü” olarak adlandırılan Hıdırellez günü, dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır ile denizlerin hâkimi olduğuna inanılan İlyas’ın yeryüzünde buluştukları düşünülen 6 Mayıs…

Ölümsüz(ümüz)dür Nâzım Hikmet[1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

öfkem belki de yaşayamadıklarımdan.”[2]
 
“Ew çend giringî pê bide jiyana xwe ku di/ heftêyem de jî wek mînak çandina darzeytûnê bibe// Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,/ yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin,” dizelerinin hakkını bir komünist gibi yaşayarak verdi. Eylül 1961’in Doğu Berlin’indeki, “sözün kısası yoldaşlar/ bugün Berlin’de kederden gebermekte olsam da/ insanca yaşadım diyebilirim,” demeyi de sonuna kadar hak etti…
O Türkiye Komünist Parti’li Nâzım Hikmet’ti;[3] ölümsüzdü…

Akademi-Üniversite… “Çocuk Akademisi”… Mersin…

Kadir Can Aydemir kullanıcısının resmi

 
Yani üniversite ile akademinin anlayışları, işleyişleri farklı farklıdır. Fakat bu konular, bu yazının konusu değildir. Türkiye’de ise bugün için, akademi ile üniversite, aynı kavrammış gibi kullanılmaktadır. Çünkü tarihinde, akademi-üniversite ayrımının derinleşeceği bir çalışma disiplini, uzmanlaşması ve dolayısıyla geleneği oluşmamıştır.
 

Şeyh Bedreddin… Nazım Hikmet… Turhan Alıcı Temsili…

Kadir Can Aydemir kullanıcısının resmi

 
Etkinliğe giderken ve etkinlik esnasında sürekli şunları düşündüm: Yüzyıllar öteden gelen Osmanlı İmparatorluğu’ndaki, toplumsal dönüşümü, eşitliği, kardeşliği temel alan Şeyh Bedreddin hareketi, bugün için neler anlatıyor bizlere? Güncelliği nedir? Nazım Hikmet’ten önce de çok şairler gördü bu memleket, sonra da… Peki, nedir, Nazım’ı bugün de vazgeçilmez ve en önde yapan?
 
İnsanlığın Kutbu, Rotası!
 

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
Güncel beslemesine abone olun.