Çocukluğum/ Zeynep Anne

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi
Yıllar sonra çocukluğumun geçtiği o ara sokakta yürüyorum. Mavi kapılı, kocaman bahçeli, müstakil evimiz ve tüm anılarım çarpıyor gözüme. Dar kıvrımlı yolda heyecanım ve yılların özlemi ile ilerliyorum.

Sokakta oturmuş beni dikizleyen şaşkın gözlere inat demir kapıyı aralayıp içeriye geçiyorum.

Etraf sonbaharın tüm izlerini taşıyor. Babamın günlerce uğraş verip diktiği tüm meyve fidanları kocaman ağaç olmuş. Evin boyası hala aynı, duvara kazınmış ismimi görüyorum, sonra kömürlüğün içindeki kırmızı patlak plastik top, hemen yanında kapkara olmuş bir defter içinde benim yazım. Ne çok zaman oldu oysaki ama hala duruyor her bir tarafta izlerim. Hiçbir ayrıntıyı kaçırmak istemiyorum. Heyecanlı bir aşk filmi izlercesine kaptırıyorum kendimi geçmişimin filmine.

Arka tarafta küçük bir ara vardı; aklıma geliyor, gelmişken görmeden geçmek istemiyorum. Ağaçların arasından süzülüyorum. Sonbahar ile dallarından ayrılıp yere düşen yapraklar, adımlarımın etkisiyle sessizliğini bozuyor. Arka duvar iyice harabe olmuş. Ne de çok atlamıştım üstünden saklambaç oynarken.

Annem çok kızardı, yıkılır diye korkardı. Benim açamadığım hasarı zaman açmış...

Bu duvarın tam köşesinde kocaman bir yarık vardı, bir gün yine burada oynarken kedi sesi duymuştum. Tamda o araya sıkışmış, çıkmak için uğraşıp duruyor ama çıkamıyor yavru, minnacık bir kedi. Kalbi korkudan küt küt atıyor, zarar vereceğimi düşünüyor bir türlü bana gelmek istemiyordu. Elimi tırmalamasına rağmen, canım acıya acıya devam ettim kurtarmak için. Neticede kurtarmış, üstüne bir de karnını doyurmuştum kim bilir belki de ölmüştür şimdi.

Artık gitme vakti deyip bahçeden çıkmaya hazırlanırken çocukluğum beni bırakmıyor. Altı basamaklı merdivenleri çıkıp balkondaki duvarın üstüne oturup gökyüzüne bakıyorum. Ne akşamlar geçirmiştim burada ayışığı altında, yıldızlı gökyüzü manzaramla ne sevinçler ne hüzünler yaşamıştım. İlk romanımı da burada okumuştum. Tam da bu balkonda. Mutluluğumu, neşemi, hüznümü, çocukluğumu ve anılarımı sığdırdığım evin balkonuna uzun zaman sonra gelmenin duygusallığıyla gözyaşlarımı özgür bıraktım. Umutlarım vardı o zaman gerçekleşmeyen... Şimdilerde Deren’e devrettiğim ve gerçekleşsin istediğim umutlarım.

Sen hep beni burada bekle çocukluğum tam burada, ben seni özledikçe gelip göreyim, hasret gidereyim. Zamanın koridorlarından geçerken bıraktım artık çocukluğumun elini, kırmızı patlak topuma bir el salladım, belki de gözüme çarpmayan bir sürü iz vardı hala hepsinden özür dileyerek, yüzüme esen ılık rüzgâra bıraktım. Hoşça kal çocukluğum...

http://zeynpanne.blogspot.com.tr/

 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

03/31/2024 - 21:39
03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15
12/06/2023 - 15:04

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...