Dersîm Katliamı’nda bir Ermeni aile

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi
Vurulan, sürülen iki kavimdir Kürtler ve Ermeniler. 24 Nisan 1915’te Ermeni aydınlarını yok ederek başlamışlardı kıyımlarına. Sonrası ise hepimizin malumu; onların payına düşen kesilmek, kurda kuşa yem olmaktı…

Dersîmli Kızılbaş Kürtler ise kardeşlerine karışmamış ve onları himaye etmeye çalışmışlardır. İç içe geçmişler ve dilleri bile birbirine karışmıştır. Büyük kıyımdan sonra Dersîm’de birkaç aile kalır. Yarıdan yarıya olan nüfusları bir anda küçük bir azınlığa dönüşür. Azınlık olmaksa her yerde horlanmaktı. Bazı haksızlıklara maruz kalmaktı.

Hozat’ın Zımek köyünde, askerler köyde yaşayanları toplayarak dört-beş kilometre uzağa götürür ve makineli tüfeklerle tararlar. Sarkis’in babası önceden kaçmıştır. İlk öldürülen ise köydeki muhbir oluyor.

İletişim Yayınları’ndan çıkan, ‘’Gökyüzünü Kaybeden Kartal’’ adlı kitabı okudum. Okudukça insanın tüyleri ürperiyor. Kitap, Dersîm Katliamı’ndan kurtulan Sarkis’in kaleme aldığı anılarla başlıyor. 1915’ katliamında sağ kurtulan aile fertleri Dersîm kıyımından kurtulamazlar. Köyde yedi sekiz Ermeni aile vardır. Feleğin çemberi önceden üstlerinden geçmiştir. Toplu kıyımdan geçen bir halkın kılıç artıklarıydı onlar. Annesi oracıkta vurulur. Sarkis kaçar. Gece bir ağlama sesi duyar. Gider bakar ki kardeşidir. Kardeşi parmağından vurulmuştur. Yaralandığının farkında bile değildir.

Evlerine dönmek isterler. Yalnız evlerinin önünde muhtarın cesedi vardır. Evler talan edilmiştir. Yiyecek bulamazlar. Babaları da gelir. Sonrasında sürgünlük başlar. Babasından ayrı düşer. Uşak’ta insanlar sokaklara dökülerek onları izler. Kuyruk ararlar. Çünkü Kürtlerin kuyruklu olduğu söylenmiştir onlara. Halasıyla bir köye verilir. Köy kendilerine iyi davranmaktadır. Ermeni olduklarını saklarlar. Gerçek ismini kimseye söylemez. Hedef Türkleştirilmek ve Müslümanlaştırılmak…

Kim dayanır bunca eziyete…

Okula başlar. Okulda oldukça başarılıdır. Türkçeyi çok çabuk kavrar Sarkis. Örnek bir öğrencidir. Bir gün babasının bir fotoğrafına rastlar. Gider İzmir’de babasını arar. Polis karakoluna düşer. Kürtlere yollanır. Kürtçenin her iki lehçesini çok iyi bilmektedir. Sora sora babasını bulur. Küçük kardeşleri onu tanımaz. Tanıdıklarında ağlarlar. Kitabın bu bölümü oldukça trajiktir.

Bir süre sonra babası da Uşak’a gelir kardeşleriyle birlikte. Maaşları kesilir ve tekrardan açlık başlar.

Sarkis kaçar İstanbul’a gider. İş arar. İstediklerini bulamaz ve köyüne döner. Askere gider. Askerliği de zorlu geçer. Askerlikten sonra İstanbul’a yerleşir. Ailesi ise Dersîm’deki köylerine döner. Ana yurdudur. Hele ki o yurt Dersîm ise, dört elle yapışır yakana ve seni alır oraya savurur.

Sarkis ise kendine farklı bir yaşam kurmak ister. Kız kardeşi bir Kürt ile evlenir. Bunu içine sindiremez. Konuşmazlar onunla. Bir gün babası Bedros ortadan kaybolur ve bir daha izine rastlanmaz. Zamanla evlenir. Eşi Almanya’ya gider. Sürgün ve sürgün öncesi yaşadığı hastalıktan dolayı eşinin yanına gidemez. Turist olarak ancak gidebilir. Almanya ile İstanbul arasına uzun yıllar mekik dokur.

Kitabın ikinci bölümü aile üyeleriyle yapılan söyleşiler mevcut. Çektikleri acıları anlatırlar. Ve söylenen her şey Sarkis’i doğrulamaktadır. Her birinin kişisel trajedisi de yer alır. Kırgınlıkları ve güvensizlikleriyle yaşamaktadırlar. Dersîm’e birer turist olarak gidip gelirler. Kürt babadan olan yeğenleri de dayılarıyla ilgili gözlemlerini aktarırlar. Köye döndüklerindeki hayal kırıklıklarını belirtirler. Çünkü Ermenilere ait her şey ortadan kaldırılmıştır. Kilisenin ve mezarların bulunduğu yerler bahçeye dönüşmüştür.

Kitapta yer alan gerçeklikler, en değme acıklı filme taş çıkartacak türden. Keşke bu yaşanmışlıklar roman olarak da yazılsa.

Dersîm Katliamı ile ilgili birçok kitap yayınlandı. Yalnız 38’de katledilen ve sürgüne yollanan Ermenilerin trajedileri, bu kitapla ilk defa gün yüzüne çıkarıldı. Bu anlamda kitabın değeri daha da artmaktadır.

Ermeni tarihi hakkında bilgi edinmek isteyenler için Hovsep Hayrani’nin, ‘’Dersimli Ermeniler; Çifte Damgalı Bir Kimliğin Yaşam Mücadelesi’’ adlı yazısına yer verilmiş.

Kitapta birçok farklı ayrıntı var. Bir Ermeni’nin Türkiye sınırları içerisinde neler yaşadığını bilmek açısından, mutlaka okunması gereken bir kitap…

“Gökyüzünü Kaybeden Kartal” adlı kitabı hazırlayan Murat Kahraman. Şair Mehmet Çetin de düzeltiler yapmış…

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...