Acı Elveda

İshak Budak kullanıcısının resmi
Dağların eteklerinde rüzgâr püfür püfür esiyordu… Perşembenin ertesi şehir beklenen beyaza bürünüyordu. Dağların açık kahvemsi rengi beyaza bürünmüştü. Mezarı andıran açık çukurlar beyazla doluyordu şuursuzca ve hunharca…

Dağın eteklerine kurulan küçük ev karla savaşıyordu resmen. Rüzgâr esiyordu yel yel, hırçın hırçın.  Beyazla rüzgârın karışıp oluşturduğu yeller dalları kırıyordu sıra sıra…

Uğultular uğultular… Rüzgârın dağlara bıraktığı ses yankılanıyordu. Dar kapısından başka hiçbir aydınlık yeri olmayan küçük evin çatısında dalga dalga dumanlar, karla karışıp gökyüzüne hapsoluyordu.

Evde anne, baba ve küçük çocukları kalıyordu… Aile, Aretyan’ın  üzerine titriyordu. Aretyan hastaydı… Lösemi hastasıydı…

Gece bastırıyordu. Arabalar dağınık dağınık gidip geliyordu. Hava pusluydu. Pusun yaydığı soğuk, rüzgârla birleşince daha sert esiyordu… Gecenin karanlığına hapsolmuş karlı ve rüzgâr esen şehir korkunç bir hal alıyordu. Gecenin ayazında hızlı hızlı ayak sesleri beliriyordu. Ayak sesleri Lösemi hastası Aretyan’ın evine ulaştıkça giderek hiddetleniyordu. Nefes alışları git gide sıklaşıyordu.

SARSINTI

Birden bir gürültü koptu. Yüzü sarılı haydutlar eve saldırdılar birden. Anne, baba ve Aretyan’ı aldılar ve evi ateşe verdiler… Karlı havada ateş hiç olmadığı kadar göğe yükselip kızılımsı bir renk cümbüşü oluşturuyordu.

AYLİN VE TİLKİ

Aylin, doğuştan yetenekleri olan güzel mi güzel iyi mi iyi bir genç kızdı. Onun deliler gibi seven aşkından küle dönen Tilki de yakışıklı mı yakışıklı bir oğlandı. Onlar birbirlerine sırılsıklam aşıktı görenler gıpta ediyordu.

BİR YUMRU GÖĞÜSTE

İki süper güç yetenek göğüslerinde bir yumru hissettiler… Bir yerlerde ters giden bir şeyler vardı… El ele tutuşunca ters giden yere ışınlanma, süper yeteneklilerin güçlerinden biriydi… El ele tutuştular…

Birden kendilerini gecenin bir yarısında karlı bir şehirde buldular… Yanan bir ev… Haydutlar, anne, baba ve Aretyan’ı gördüler…

Manzara dehşetti… Anne, baba ve Aretyan’ ın kurtarılması gerekiyordu… Haydutlar Aylin ve Tilki’yi gördüler… Birkaç haydut Aylin’e saldırdı… Ama saldırır saldırmaz müthiş bir elektrik akımıyla karşılaştılar… Tilki de görünmez olup Aretyan’ı haydutların elinde kaçırdı… Ama anne baba ölmüştü… Lösemili Aretyan’ı kurtarmışlardı… Hemen ışınlanarak ordan uzaklaştılar ama güçleri çok az kalmıştı… Tilki, Aylin ve Aretayan mutlu bir hayat sürdüler… Aretyan’ın bütün masraflarını da ikisi karşıladı… Ve Aretyan iyileşti…

YILLAR SONRA

Yıllar yılları kovaladı… Aretyan büyümüştü… Aylin ve Tilkinin hasta olduğunu haber alır almaz derhal Bolu’ya gitti… Aylin ve Tilki Aretyan’ı gördüklerine çok sevindiler… Aylin ve Tilki hastaydı…

HÜZÜN

Aylin  ve Tilki Aretyan’ı duyuyor ama dinlemiyordu…

Sözcüklerden çok, gözler konuşuyordu…

Aylin ve Tilki Aretyan’a hasretle baktı. Ve dediler ki:

“Hepimiz birlikte yaşasaydık keşke!  Kuşlarla dolu ağaçlar… Biz ve sen…”

Odayı sessizlik kapladı. Aylin ve Tilki birbirlerine dikerken gözlerini müthiş bir ışık yayılıverdi gökyüzüne…

Sustular…

Gözyaşı akmadı geri geri gitti… Aylin ve Tilki tebessüm etmeye çalıştı. Aretyan, Aylin ve Tilkinin ellerini avuçlarının içine aldı.

Birden irkildi… “Elleriniz buz gibiydi… Hasta mısınız?”

Aylin ve Tilki, Aretyan’ı üzmemek için  “Hasta değiliz, çok iyiyiz” dediler. “Fakat…”

“Fakat… Ne?”

“Az sonra öleceğiz”

Aretyan birden ürperdi.

“Ölmek mi?” diye haykırdı?

Aretyan soluk soluğa ağlıyordu.

Onlara dönerek:

“Siz beni kurtardınız! Gidemezsiniz hiçbir yere? Lütfen bırakmayın beni! Lütfen dedi…”

Birden yağmur yağmaya başladı. Gökyüzünden boşalırcasına yağmur yağıyordu hiddetli hiddetli…

Birden sessizlik oldu…

Bu sessizliği gözyaşları bozdu… Gözyaşı birden sel olup aktı. Gözyaşlarıyla  birlikte acı bir haykırma yankılandı…

“Ne olur! Beni bırakmayın!”

Aylin ve Tilki karanlığa gidiyordu…

Solukları kesiliyor, hareketsiz kalıyorlardı…

Aylin ve Tilki birbirlerine bakarak sonsuzluğa gidiyordu… Ve bakarken sonsuz oldular… Leyla ile Mecnun olup yıldızlaştılar…

 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15
12/06/2023 - 15:04
11/27/2023 - 08:07

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...