Tiranlık çoğulcu organizasyona dönüşürse!

Yusuf Değirmenci kullanıcısının resmi
“Demokrasi despotizmdir.

Genel iradenin onaylamadığı
bir yürütme oluşturur”
                        Kant

 
Seçimler başarının ölçüsü olarak görülecekse, başarı tartışılır durumda demektir. Tartışılan eğer HDP ise Kürt sorunu adına alınmış yol, Kürtlerin tercih tablosunda kendisini ifade ediyor zaten. Tartışmaların odağında ‘‘başarısızlık’’ Kürtlerin gündemine alınmış bir kavram olarak ele alınıyorsa, burada bir bilinçli hedef çarpıtma yaşanıyor demektir. Kürdistan öyle sıradan bir ülke, bir coğrafya olmadığına göre, bu seçim sonuçları da sıradan sonuçlar değildir. Her sonuç kendi anlamını bu karma karışık anti demokratik ortamın verilerinde saklar. İktidarın seçimleri kazanmak adına yenilediği bu seçim maratonu, sonuçlarıyla su götürmez bir kirli savaşın insanlar üzerinde yarattığı manipülasyon sonuçların böyle olması gerektiğini daha ilk adımda işaret ediyordu. Bu seçimi kendi lehine çevirebilmenin savaşı, devletin tüm kurumlarıyla devrede olduğu bir gerçeklikti. Bu oranların şaşırtan görüntüsü, korkunç olsa da, korkunç olan şeyin Kürt sorununa yaklaşımın daha da tehlikeli olmasıdır. Mesele sandığımızdan daha da tehlikeli bir görünüm sergiliyor.
 
***
Siyasette kazanmak bazen kaybetmektir. 1 Kasım’dan bu yana iktidarın ruh hali pek kazanmış bir ruhu yansıtmıyor. Kaybedenlerden çok kendileri bir şoku yaşıyor. Sevinçten öte bir şaşkınlık ve endişe yorumu içinde, ileriye dönük siyasetlerini kestiremiyorlar. Bu ruh hali, kazanmanın ruh hali değildir. Korku ile endişenin karışımını gösteren suçlu olmanın fotoğrafıdır. Her iktidar vaatlerini taçlandırmak zorundadır. Türkiye’nin en can alıcı sorunu karşısındaki niyetleri belli olan bir iktidar son ondört yılda ne yaptıysa aynısını yapacaktır. Niyetin belirgin yüzü, gerginliğin iktidar hırsında yol alacağı ve savaşa dönüşeceği ortamların yaratılacağını sunuyor. Korkunç olan seçimi kazanmak değil belki, savaşa yatırım yapmaktır. Öyle görünüyor ki bu mesele kendini muhataplarıyla karşı karşıya getirecek ve halkların acıları yenilenecektir. İstenilen bu gerçeğin kirli oyunlarında, mesele ertelenecek ve kaybeden herkes olacaktır. Bu bilinç tarihsel yaklaşımların Kürt sorununa eğilimini ifade ederken, yol almak ajandalarınından çıkarılmışlığa benziyor.
 
***
İktidar, sorunu ertelemeyi ve çok acımasız biçimde yapabilirse sorunu kökünden, militarist yöntemlerle halletmeyi planlarken, kendi yanına çekmiş olduğu diğer kliklerle anlaştığı açık olarak görülmektedir. Muhalefet partileri, medya ve devletin tüm kurumlarıyla planlarını bir bir hayata geçirmek isteyecektir. Bu durum savaşı işaret ederken ve medya bir ordu gibi yanlarında durarak kirliliğin hayat bulmasında ateşten gömlek olacaktır. Bu seyirle aslında seçimi kazanan medya olmuştur. Tüm bu oyunlar içinde, ilerici güçlerin amacı bellidir, demokratik bir ortamın sağlanması, eşit koşulların herkes tarafından yaşanması bir amaçken, gerici olan mantığın amacı ise bu insani istemlerin önünde engel olan tüm argümanları oluşturmak ve set olmayı ifade eder.
 
***
İlerci güçler bunun bilinciyle çok daha önemli rollerle mücadele edecek ve iktidarın amaçladıkları kara tabloyu seçimin sonuçlarıya ele alamazlar. Her sonuç bir başlangıçtır. Neyi nasıl yapacağımız haklı olduğumuz davanın özünde kendini yorumluyor. Mücadele etmek nicel bir yapının varlığında değil nitel bir varlığın duruşunda anlamını pekiştirir. Yirmibeşlere varan vekil sayısıyla elde edilen başarılar ve zorlamalar hatırlanırsa nicelliğin pek işe yaramadığı görülecektir. İktidarın istediği belliyken, bu kara belleği nitel yaklaşımlarla sıkmak ve elde edilecek sonuçların özgünlüğünü halkla bütünleştirmek, iktidara en büyük darbe olacaktır. Çünkü seçimin sonuçlarını halka mal etmek, suçlu aramak olarak değerlendirilebilinir oysa tek suçlu devletin tüm gücünü yanına alarak suçluluğunu ispatlayan iktidar ve o ucube muhalefettir.

 

 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...