Kitap Basımı ve Yayınevi

Osman Tatlı kullanıcısının resmi
Ey simurg! Yazarlığın delili ve ispatı kitaptır. Kitapsız yazar olunmaz. Kitap, yazarın kendini dünyaya duyurmasıdır. Özgünlüğün, üretkenliğin, birikimin ve tecrübenin birleştiği alan: kitaptır. Bir tane kitap yazara yakışmaz. Bir kitap, kişiyi yazar da yapmaz.

Yazar, sürekli meyve ağacı gibi, ürün vermelidir. Süreklilik, kişiyi yazar yaptığı gibi, yazımı olgunlaştıran etkendir de.

Ey simurg! Evet, yazar için kitap önemlidir, ama kitabım olsun diye de acele etme. Soğukkanlılığını korumalı ve zamanını beklemelisin. Kitap çıkaracağım diye de amatörce işlere kalkışmanın âlemi yoktur. Bazıların yaptığı gibi kitabım olsun diye karma içerikli yani bir kısmı deneme, bir kısmı şiir ve hikâyelerden oluşan kitap basmaya kalkışma. Basacaksan titiz bir çalışmanı bas. Bir çocuğa gösterilen özen gibi özen göster ki ilk meyvelerin olgunlaşmadan görücüye çıkmasın. Olgunlaşmamış meyve insanların, sonra da senin ağız tadını bozar. Kitabın dönüşü olmaz. Bir denemenin sana zararı olmaz belki ama kitap ciddiyet ister. Ve herkes kitaba ciddiyetle bakar. Sen sen ol, öylesine kitap basmamaya çalış.

Yayın dünyası acımasız ve merhametsiz bir arenadır. Bunu Roma’daki gladyatör savaşlarına benzetirsem abartmış olmam. Yayın dünyasında zayıf olan yazarın yaşama hakkı yoktur. Hatta arenaya çıkma şansı yok bile denilebilir. Yayın dünyası ekonomi üzerine kurulu bir düzendir. Okuyucunun ilgisini geçecek kitaplara ve tanınan yazarlara öncelik verir. Yayın dünyası yeni yazarlara pek sıcak bakmaz. Çünkü yeni yazar tanınmamıştır ve kitabın satılıp satılmayacağı bilinmediğinden yayıncılar pek yayınlama taraftarı olmazlar. Yayıncı basacağı kitaptan zarar etmeyi göze alamaz; ayrıca yayıncılar yeni yazarın kitaplarını telif karşılığında basmaya pek yanaşmazlar

Kötü bir haber de yeni yazarlara, yayıncılar telif ödemeye sıcak bakmazlar, nedeni ise tanınmamaktır. Ama Ey simurg! Paran varsa ve kendine güveniyorsan kitabını bastırabilirsin. Çünkü yayınevleri yeni ve amatör yazarların kitaplarını para karşılığında basıyorlar. Hemen de paramla kitabımı basarım, diye düşünüp sevinme; çünkü kitabının kitapçıların raflarında veya vitrinlerine çıkmama durumuyla karşı karşıya kalırsın. Nasıl ki yayıncılar yeni yazara kuşkuyla bakar, kitapçılar da yeni yazara aynı gözle bakar. Değişen bir şey yoktur: ekonomi ölçüdür. Kimse senin kaşına gözüne hayran olmaz. Senin için önemli olan kitap, onlar için sıradan bir şeydir.

Belki kitabını kapı kapı dolaşıp, yayınlatmak için yayıncı arayacaksın. Olsun ey simurg! Kolay olan ne var ki bu hayatta, sen hemen yazdığın bir kitapla popüler olasın. Ünlü olmak için riskleri, yorgunluğu, ilgisizliği ve kabaca hesaba alınmamayı göze alacaksın. Bunları görmemezliğe geleceksin. Ama kendini ispatladın mı da yayıncılar bu defa senin peşinde koşacaktır. Bu defa da senin kuralların, şartların geçerli olacaktır.

Yayıncılar, kitabını basmamak için yerli yersiz bahaneler üretecektir. Onlara bakma, bu ülkede kültür maalesef kültürsüzlerin elindedir. Ağır bir ifade oldu ama maalesef durum böyledir.  Yayınevleri hiçbir zaman bir kitabın niteliği için ölçü olmazlar, olmamalıdırlar. Onlar sadece kitabın satılıp, satılmadığına bakarlar. Bir de sendeki paraya tabii.

Şayet eserine güveniyorsan, biraz paraya kıyacak ve kitabını tanınan ve şartları iyi olan bir yayınevinden bastır. Korkma giden para olsun. Yeter ki kitabının okuyucuya ulaşacağından emin ol. Dağıtım ağı olsun, raflara girebilsin. Senin için önemli olan kitabının vitrine çıkmasıdır. Tabii bunun yanında bir kapak tasarımı ve iyi bir editörün kitabı elden geçirmesidir.

Ucuza kaçayım diye de kitabını baştan sağma bastırma. Ve depo da küflenmeye bırakma. Tasarımı, baskısı, editörlüğü kötü bir baskıyla kitabını heba etme. Geç olsun, temiz olsun. Senin için önemli olan kitabın çıkması değil, kitabın nasıl çıkacağı olmalıdır.

İlk kitabını iyi koşullarda bastın diyelim; ama sonuç istediğin gibi olmadı, diye üzülme ve sorunu büyütme. Çok nadir yazar ilk kitabıyla süse yapmıştır. Kaçıcı kitabınla kendini ispatlayacağın belli olmaz. Zamanla bunu görecek ve yazarlığın gerekliliğine göre hareket edeceksin. Acemiliğinin kurbanı olma. Kendine hata yapma şansı ver. Hatasız iyi olanı göremezsin ya da iyiye ulaşamazsın.

Birçok yazar, ilk kitabına olan ilgisizlikten sonra yazarlığın devamı getirmez. Böylece kendine haksızlık eder. İlerde daha iyi olan imza atacaktır ama vazgeçerek yetenek ve birikimini heba eder. Sen ey simurg, bu hataya düşme. Her şeye rağmen diren, mücadele et. Tersliklerin seni yenmesine izin verme.

Ey simurg! Bütün kitaplarını ilk kitabınmış gibi heyecan ve titizlik içinde yayınlatmaya çalış.

 

Osman Tatlı

osmantatli@gmail.com

 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...