Ucuz Etin Yahnisi

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi
Önce telefon çaldı, ardından kapının zili… Postacı sandım, değilmiş. Alt kattaki komşumuz Lokman’ın bağırtısı duyuldu:

“Hacı Abi hazırlanın, tavuk çiftliğine gidiyoruz”
Eşim Nuran da uyanıyor. Sessizce giyinip caddeye çıktık. Lokman siyah gömleğini ve pantolonunu giymiş, arabasının dikiz aynalarını parlatıyordu. Bizi görünce:
 “ Roj baş” dedi gülümseyerek.
 “Günaydın”
“Bizimkileri bekliyorum… Anca gelirler”
Önümüzden geçen bir kedi başını çevirip miyavladı. “Sana da Roj baş” diyor Lokman.
 Gülüşüyoruz.
Apartman kapısı büyük bir gürültüyle açıldı. Önde Dilan, arkasından Zeynep... Koşarak bahçeye iniyorlar.  Ayağı kayıyor Zeynep’in düşüyor. Canı yanmış olmalı ki ağlıyor. Kucağında Nezo’yla Gurbet gözüktü. Üzerini kirleten Zeynep’i görünce kızıyor. “Üstünü yeni değiştirdim” diyerek kıçına bir şaplak patlatıyor.
Lokman kapıdan yana bağırıyor:
“De haydi! Bir saattir  keyfinizi bekliyoruz.”
Arabaya biniyor, Gossau’da bir çiftliğin önünde iniyoruz. Çiftliğin hemen girişindeki süt otomatının önünde sıraya giriyoruz. Otomata attığımız bozuk para ile birkaç litre süt alıp oracıkta içiyoruz. İçimi güzel, tazecik…
Çocuklar çiftliğin içinde neşeyle koşuyorlar. İneklerden biri böğürünce Nezo Dilan’ın arkasına saklanıyor. Korkudan maviş gözleri açılıp kapanıyor. Hemen de uzaklaşıyorlar.
Tel örgülerle çevrili bahçenin içinde tavuklar ve ördekler barış içinde dolaşıyorlar. Çocuklar tel örgülere burunlarını dayayıp gözüne kestirdiklerine isim takıyorlar. Sonra isimleri birbirine karıştırınca, vazgeçiyorlar. “Şu tavuk, bu ördek” demeye başlıyorlar.
 “Satın alacağımız tavuklar bunlar ” diyor Lokman. “Üstelik tanesi 1 Frank”
“1 Frank mı?” diye şaşırıyorum.
“Evet, yanlış duymadın 1 Frank!” Sonra ekliyor, “Yumurtadan kesilen tavukları, çiftlik sahibi ya bedava dağıtıyor ya da 1 Frank gibi sembolik bir fiyata satıyor.”
Çiftliğin sahibi yanımıza yaklaşıyor. “Wilkommen” diyor.
“Tavuk almak istediğimizi” söylüyoruz.
 “Kaç adet?” diye soruyor.
“Yirmi…”
İçeriden çimento kâğıdına benzer iki torbayla dönüyor. Eliyle yakaladığı tavukları torbaya doldururken keseyim mi? Diye soruyor.
“Olmaz!” diyor Lokman. Sonra bana açıklama gereği duyuyor. “ Hacı Abi “ diyor, “adam eliyle tavuğun boynunu uzatıp kırıyor… İstemem. Ben İslami esaslara göre keserim. Besmelesiz yemem.”
Nuran’la göz göze gelip sessizce gülüştük.
Tavuk dolu torbaları bagaja atıp evin yolunu tutuyoruz. On dakika sonra evde bulduk kendimizi. Göz hapsine alıyoruz ev sahibini. Keyifle sigarasını tüttürüyor balkonda. Boğuk boğuk öksürüyor arada. Selam verip Lokmanlara geçtik. Kapıda erkete bırakıyoruz Dilan’ı. Ev sahibi ya da yabancı biri gelirse kapının zilini üç kere çalsın diye.
Ben tavukları tek tek çıkarıp Lokman’a veriyorum. Sessiz dualarla tavukları oracıkta, banyo küvetinde kesiyor Lokman. Üstü başı kan içinde...
Tavuklar koca bir kazan içinde kaynatılan suda bir süre bekletiliyor. Sonra tüylerinden arındırılıyor. Fakat dolabımızda yer olmadığı için temizlenmiş beş tavuğu alıp çıkıyoruz. Dördünü dondurucuya, birini yemek tenceresine koyuyoruz…
İki, üç, dört saat oldu, pişmediler. Çatalla kontrol ediyoruz ama batmıyor. Hâlâ sert. Baktım, olmuyor, markete gidip düdüklü bir tencere aldım.
 Tencereden düdüklü tencereye taşıdım tavuğu. Kısa sürede pişti. Gözüme bakıyor Nuran.
“Ben bu işten bir şey anlamadım” dedi. “1 Frank’a tavuk, 100 Frank’a düdüklü tencere, gel de çık bu işin içinden”
 Sinirleri boşalıyor, gözlerinden yaş gelene kadar gülüyor.
“Eh” diyorum, “boşuna dememişler, ‘Ucuz etin yahnisi yenmez’ diye.”

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...