Necmettin Büyükkaya'nın Anısına 2.Bölüm

Kadir Büyükkaya kullanıcısının resmi
Şam Havaalanı. Pasaport kontrolü için uyarılar yapıldığında yolcular arasında bir hareketlenme yaşandı. Necmettin abi elini omzuma koydu: “Evet Kadir ayrılık vakti geldi. Biraz sonra farklı bir dünyaya uçacaksın. Gittiğin yerlerde karşılaşacağın zorluklar seni hiçbir zaman yıldırmasın. Güçlüklerin üstesinden gelmek için her zaman azimli ol. Hayatın zorlukları, doğruluğuna inandığın yoldan seni bir millim olsun alıkoymasın.

Birlikte geçirdiğimiz üç-dört yılın sana olağanüstü şeyler kazandırdığına inanıyorum. Hollanda’ya sağ salim indiğinde, orada dünyayı ve Kürt meselesini çok iyi bilen nitelikli insanlarla karşılaşacaksın. Bütün hayatı mücadele içinde geçen bu insanların kıymetini bil. Onların deneyimlerinden yararlanmaya çalış. Bunu başarabilirsen bunun sana ilerde birçok faydası olacaktır. Onları ve Kürt meselesini öğrendikçe sen de ustalaşacaksın.
 
Seni karşılamaya gelecek olan Fuad Husseyin, Yeketi çevresinden değerli bir dostumuzdur. Onun bulunduğu ortamdan uzaklaşmamaya çalış. Ana-baba, bacı-kardeş kaygısı, geçim sıkıntısı diyerek kendini Avrupa’da sıradan bir işçi konumuna kesinlikle düşürme. Bunu başaramazsan bil ki çok şey kaybedersin. Unutma, Avrupa ülkelerinde kendini fabrika çarklarına kaptırdın mı bir daha kendine gelemezsin. Bu söylediklerimi dikkate al, almazsan bir adım geriye düşer, bir daha da toparlanamazsın. Heybende büyük projeler olsun. Ne yaparsan yap eğitimini aksatma. Birkaç kuruş fazladan kazanmak için kendini sıradan işlere kaptırma. Ana dilini geliştirmek için kendine zaman ayır. Ana dilin önemini bir an olsun aklından çıkarma.  Dost ve arkadaşlarınla olan yazışmalarını Kürtçe olarak yapmaya çalış. Dil alanındaki yetersizlikler seni korkutmasın sakın. Zamanla yetkinleşip kendiliğinden bir yerlere geleceksin. Avrupa’da yaşayan dost ve arkadaşlarına Kürtçe mektuplar yaz. Gerekli olduğunda ben sana dil ile ilgili temel kitaplar gönderir ve sana yardımcı olurum” diyor.
 
Hareket saati gelip çattı sonunda. Necmettin abi ve şehit Şemal ile kucaklaştık. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Pasaport kontrolünden geçince başımı çevirip her ikisine son kez baktım. İkisi de gülümseyip bana el salladılar. Bu el sallamanın nihai bir elveda olacağını ve bir daha hiç görüşemeyeceğimiz anlamına geldiğini hiç düşünememiştim elbette. Uçak havalandığında kendimi ana kucağından zorla koparılan bir çocuk gibi savunmasız görmüştüm. Uçak yol alırken Necmettin abi ile olan anılarımı beleğimde yeniden canlandırarak yüreğime çöken hüznü daha da ağırlaştırıyordum.
 
Evet, Necmettin abinin otuzuncu ölüm yıl dönümü için Dusseldor’dan İstanbul’a gidiyordum. Uçağın penceresinden dışarıyı seyrederken 34 yıl önce Şam Havaalanı’nda yapılan o son vedalaşma ile ilgili bütün ayrıntılar kare kare gözlerimin önünden akıp gidiyor.
Hollanda’ya yerleştikten kısa bir süre sonra, Yeketi’nin o efsane peşmergesi Şeyh Şemal Suriye’deki görevini başka bir arkadaşına devrederek sevdalısı olduğu dağlara geri dönmüştü. Saddam’a karşı yürütülen peşmerge savaşında Şeyh Şemal herkese parmak ısırtacak türden kahramanlıklar gösteriyordu. Kürt coğrafyası onun kazandığı mevzilere tanıklık ediyordu. Ne var ki aradan uzun bir zaman geçmeden talihsiz bir hadise yaşanmış ve Şeyh Şemal kavgaya elveda demek zorunda kalmıştı. Kürtlerin başına musallat olan iç çatışmalar Şemal gibi bir insanı mücadeleden koparıp almıştı. Şemal, Necmettin abinin ölümünden sekiz ay önce vurulmuştu. Onun ölüm haberi Necmettin abiye ulaştı mı ulaşmadı mı, hiç kimse bilemedi. Necmettin abi bu olayı tutulduğu cezaevinde duydu mu, duyduğunda neler hissetti onu da kimse bilemeyecekti!
 
Mayıs 1983 tarihinde vurulan Şeyh Şemal’ın ölüm haberini Amsterdam’da değerli dostum Fuad Husseyin bana iletmişti. Haberi aldığımda yüreğimde fırtınalar kopmuştu. Şemal’ın ölmüş olacağına kendimi bir türlü inandıramadım. Şemal’ın yürek dağlayan acısı dinmeden 1984 Ocak ayında bu kez Necmettin abinin ölüm haberi ile ikinci kez derinden sarsıldım. Hayatımın yönlendirilmesinde önemli rol oynayan bu iki değerli insanı kaybetmekle dünyam alt-üst olmuştu. Okyanus ortasında kaderine terk edilen küçük teknem büyük dalgalar tarafından sürüklenerek sert ve acımasızca kayalıklara çarpıp paramparça olmuştu. Siyasi idolüm olan bu iki insanın beklenmedik ölümü benim için birçok şeyin sonu olmuştu. Umut ve hayallerim kırılan bir cam yığını gibi dört bir yana dağılmıştı. Hollanda’da bana misafir olacaklarına dair söz veren bu iki güzel insanın ölümüne hiçbir zaman kendimi alıştıramadım. Diyarbakır zindanında yaşanan o vahşet ve kardeşin kardeşe reva gördüğü o menfur cinayet kötü bir rüyadan ibaret olur diye hep bekledim. Ne var ki o kahrolası gerçek bir türlü rüyaya dönüşmedi. Keko Necmettin ve Şehit Şemal halkımızın kendilerine en fazla muhtaç olduğu bir dönemde geride onurlu bir mücadele mirası bırakarak bir uçurumdan sonsuzluğa uçmuşlardı.
 
Necmettin abi için yapılacak bu yılki anma etkinliği diğer yıllara göre çok daha farklı geçeceğe benziyordu. Bir yıl önce Diyarbakır’da oluşturulan dört kişilik bir hazırlık komitesi farklı çevrelerden duyarlı dostların desteğiyle oluşturulmuştu. Belirlenen programa göre ilk tören, 24 Ocak tarihinde Siverek Asri Mezarlığı’nda mezarı başında yapılacaktı. Ertesi gün Diyarbakır’da Cigerxun Kültür Merkezi’nde onun adına bir panel düzenlenecek ve dostları, arkadaşları Necmettin abiyi anacaklardı.
Anma etkinliğine katılacaklar arasında Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nden Sayın Melle Bahtiyar ve Türk aydın hareketinin parlayan yıldızı bilim adamı Sayın İsmail Beşikçi de olacaktı. Melle Mahtiyar Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin Politbüro Üyesi ve aynı zamanda örgütün Genel Sekreteri’ydi. Eski bir peşmerge komutanı olan Melle Bahtiyar Necmettin abiyi yakından tanıyordu. Onu anma törenine katılması Kürt siyasi hareketleri tarafından fazlasıyla önemseniyordu.
Anma töreninden bir gün önce Habur Sınır Kapısı’ndan giriş yapan Sayın Melle Bahtiyar’ı karşılamaya gidenler arasında BDP Van Milletvekili Sayın Nazmi Gür,Sılopi BDP ilçe örgütünden yetkililer, Diyarbakır Belediye Başkanı  Osman Baydemir’i temsilen bayan Zozan Hanım, Necmettin Büyükkaya’nın kızı, yakınları,dostları ve ben vardım…
 
Devam edecek
Kadir Büyükkaya / Hollanda
k.buyukkaya@hotmail.com
 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/22/2024 - 21:29
01/27/2024 - 22:27
01/02/2024 - 00:43
08/05/2023 - 16:21
07/31/2023 - 22:44
07/29/2023 - 19:58

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...