Karan Asi 2.Bölüm

İshak Budak kullanıcısının resmi
Internet Cafe, Bir ISHAK BUDAK hikâyesi 2009 yılı

“Ya Rab bela-yi ask ile kil asna beni
Bir dem belayi askdan etme cûda beni”
(Fuzuli)
             
Sanırım bilgisayarımda bir arıza çıktı. Benim bu ödevi teslim etmem lazım yarına kadar yoksa sıfırcı hocadan çekeceğim var. Mecburen Internet Cafe’ye gitmem gerekiyor.
Maşallah! Burası da tıklım tıklım... Nereye geceyim? Nereye? Ha, şuraya geçsem iyi olur.
Mavi badanalı sigara kokusunun insana kasvet kattığı bir cafeydi burası. Ve aşırı sıcaktı. Yine takip takıştırmıştım. Saçlarımı bir o yana bir bu yana savurayım. Rahatladım be! Ben evden makyaj yapmadan dışarı çıkmam. Cafe de bile aynamı çıkarıp kırmızı rujumu surdum. Bile aynaya bir pofurdu. Oldu iste.
Bu da ne Dingo’nun Ahırı mı burası! Yan masadaki hanzo heyecana gelmiş herhalde masama sürekli çarpıyor.
“Sssttt. Bayım!
“Yavaş olsana, masama çarpıyorsunuz .”Adam direkt lafa girişti.
“Of! Kızım seninle mi uğraşacağım git başımdan demez mi ?”
“Sen kim oluyorsun da bana kızım diyorsun. Akıllı ol!”
Asi bir şeyler söylemek için kendini yırtıyorsun âdeta, sen bu çocuğa vuruldun mu yoksa?
İçim kıpır kıpır oluyordu baktığında bana bu serseri. Adam da beni süzüyor. İçimden : “Yaşasın yaşasın!” diye bağırıyorum.
2015 yılı
Kuaför saçlarımı yaparken Karanımla tanışma hikâyemiz aklıma gelmişti. Internet Cafe bizim ilk bakıştığımız yerdi. Karan’ım. Aşkım. Nefesim. Karan ‘la altı yıldır sevgiliyiz. Doktor Beyefendi bir evlenme teklifi etmedi henüz.
Bu adamlar niye uzatmaları oynuyor?
Anlamıyorum.
Bu arada manikürcüye bağırdım ah be kızım, etimi kopardın .” diye söylendim. Manikürcü değil gören de kasap zannedersen.
Kuaför de isim bitti. Eve gidip hazırlanayım. Malum biz her hafta 5 kişinin evinde toplan irdik.
Bugün Karan’ımdaydı sıra. Adam yardım etmemi istemedi nedense.
Adam iki katli dublekste tek yaşıyor.
Seviyorum Karan’ı ama villayı da seviyorum ne yalan söyleyeyim.
Su gardırobumu açayım.
Karan in çalıştığı hastanede hemşire Buket de davetli. Onun için çok alımlı olmak zorundayım. Kadın kadının kurdudur dememişler boşuna. O yellozu yırtmak istiyorum. Saçını başını yolmak tek arzum. Gözü hep Karan’ımda. Kadın tam kasar. Bu ülkenin kaşarları ne zaman bitecek yahu!
Saçlarıma düz fon çektirmiştim. Dekolte falan giyemem çünkü Aşkılopum kızıyor. Adam çok kıskanç anacım. Şurdan dar kesim siyah elbiseyi giyeyim. Hem dekolte değil hem de beni zayıf gösteriyor. Nihayet ki, hazırım! Bu kapıcı yine copu atmamış. Boşuna para veriyoruz su adama! Gördüğümde iki fırça çekmezsem içim rahat etmez.
Otobüs durağı bekleme kampı resmen. Kendime araba alamadım daha. Kız, düz memur maaşıyla zor geçiniyorum zaten. Paramin çoğu makyaj ve elbiseye gidiyor. Of, Karan bir teklif etmedin gitti. Bir evlilik teklifi bütün sıkıntılarımı giderecek.
Oh be geldi otobüs.
Şoför sapık galiba beni bastan aşağı süzdü! Kokuya bak bogghhhh!!! Su adamların ayaklarını çamaşır suyuna bastırasım var. Otobüs kokuş kokuş...
Kimse de yer vermiyor. Ulan piçlere bak hayvan gibiler abla gel otur demiyorlar. İki omuz adım ilerimdeki sarışın çocuk bana bakıyor galiba. Tövbe yarabimm  offff....
Birkaç hanzo inince bana yer acildi. Derken oturduğum yere şarısın çocukta cuk diye geldi oturdu. Gözlerini dikmiş bana bakıyor. Bir tane carpacam şimdi. Ben de bakılmayacak gibi değilim tam taşım. Karan görse  bi bana bi ona sıkar kesin anam kesin!!!
Adamın bakışlarından daral geldi. 10 dakika yürüme mesafesi var. Yürüsem daha iyi. İnerken bu salak bana bi göz daha kırptı. Tam terbiyesiz. Kıçı kırık puştt…
Asi simdi değil. Unutma saat on dokuz kırk yirmi dakika kaldı.
Tuh! Otobüste, evime kargoyla gelen Karan’ a aldığım kitabi unuttum! Evimin adresi var gerçi. Biri getirir artık. Getirmezse de başımın gözümün sadakası olsun. Yağmur baya yağıyordu. İyi ki kapüşonlu kürkümü de giymişim. İşte aşkitomun villası da gözüktü.
Karşıdaydı tam!
Allah Allah!!!
Şu siyah arabalar da neyin nesi?
Yağmur aşırı yağıyordu. Hiddetli hiddetli. Asi hemen Ayet el kursi’yi oku.
Karsıya tam geçiyorken işittiğim korna sesiyle birden irkildim. Nefessiz kaldığımı hissettim. Gözümün önüne Karan’ın beni ilk öptüğü an geldi. En son Karan dediğimi hatırlıyorum. Ölmüş müydüm, yoksa yaşıyor muydum?
DEVAM EDECEK ...
 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15
12/06/2023 - 15:04
11/27/2023 - 08:07

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...