İrlandalı Kız

Rauf Akar kullanıcısının resmi
Canı sıkkındı. ” Biraz sıkıntım dağılır belki” diye yönünü denize doğru çevirdi. “Deniz havası iyi gelir” diye düşünüyordu.

 

Kayalıkların çevrelediği, ara sıra gelip sığındığı güvenilir bir liman ve küçük bir kumsalı vardı. Bu kumsalda oturur, arka cebinden sürekli taşıdığı kitabını çıkarır sessizce okurdu. Denizin köpüklü ve delişmen dalgalarının sahili aşındıran seslerini dinlemeye bayılırdı… Orada olmaktan müthiş bir huzur duyardı.

 

Oltasını yanında hiç eksik etmezdi, hep taşırdı. Nereye gitse yanındaydı oltası. Misinanın ucuna yemi takar, kayalıkların üzerinden suya sallardı. Kargının en ucuna zile benzer bir şey takardı. Balık vurunca ses çıkardı. Gerçi şimdiye kadar zilin çaldığı hiç görülmemişti. Genellikle evine eli boş dönerdi.

 

Yaşamı boşa geçmiş, karşısına çıkan birini de bulamayınca, yuva kuramamış evde bir başına kalmıştı. Kaderiydi sanki yalnız yaşayacak ve yalnız ölecekti!

 

Yıl 2013’tü. Kırk yaşına bir hafta öncesi basmıştı. Ama kendisini ellisinde hissediyordu. Her yeni on yılda bir tuhaf olur, gittikçe yaşlandığını hissederdi. Okuduğu kitabı kumların üzerine bıraktı, denizi seyre daldı. İçinde sessiz fırtınalar, dalgalar kopuyordu sanki. Gözü birden kumun içinde parıldayan bir şeye takıldı. Bir şişeye benziyordu. Gözlerini açarak yeniden baktı. Şişenin içinde kâğıda benzer bir şey vardı. Heyecanla kalktı yerinden şişeyi kumun üzerinden aldı. Mektuba benzer bir şey gördü içinde. Mantar kapak çok sıkı bir şekilde kapatılmıştı. Çok uğraştıysa da açmayı beceremedi. Kayalıklara doğru gitti. Şişenin baş tarafını kayaya vurarak kırdı. İçinden mektubu çok dikkatli bir şekilde çıkardı. Rulo halindeki kâğıt parçası iple düğümlenmişti.

 

 Oturduğu, kitabını bıraktığı yere geri döndü. Kumun üzerine oturdu. Mektubu açtı ve okumaya başladı. Mektup, İngilizce yazılmıştı ve kendisi de İngilizceyi en az anadili kadar biliyor ve anlıyordu. “Merhaba,” diye başlıyordu mektup ve devam ediyordu. “İsmim Claire McLoughlin. İrlanda’nın Atlas Okyanusuna bakan Achill adasında oturuyorum. Otuz yaşıma daha yeni bastım. Gönlümden geçen hayat arkadaşımı bulamadım ve bir türlü yaşam yüzüme gülmedi ve bu soğuk gecelerde, bütün ruhumla sevebileceğim, mutlu olabileceğim ve bütün yüreğimi sunabileceğim bir arkadaşım yok. Bu adadaki yalnızlığım, gündüzleri sahilde dolaşarak, geceleri kitap okuyarak geçiyor. Bu adada tanıdığım bütün kızlar evlenip gittiler ve ben bir türlü evlenemedim.” Adam mektubu okurken biraz ümitlenir gibi oldu. “Neden aradığım kadın olmasın” diye düşünmeden edemedi.

 

Mektuba kaldığı yerden okumaya devam etti. “Artık bekârlık canıma tak etti. Bu sahillerde ya da dünyanın neresinde olursa olsun, mutlu olabileceğim bir arkadaşım hiç olmadı benim. Yıllar yılı köpeğim Dick ile yalnızlığımı paylaşıyor ve kumsalda koşuyor ve birlikte oyun oynuyoruz. Dick ile bir gün deniz kıyısında dolaşırken bu şişeyi buldum ve aklıma birdenbire bu fikir geldi. Bir mektup yazıp denize şişe içinde bıraksam, nasibim çıkar mı diye düşündüm. Çok çirkin bir kız da sayılmam. Saçlarım sarı ve gözlerim mavi renklidir. Hamaratımdır ve ev işleri yapmayı da çok severim. Anlayacağınız basit bir İrlandalı kızım. Çok şey de istemem. Eğer hiç eviniz yoksa isterseniz, burada benimle de kalabilirsiniz. Birlikte balıkçılık yapar geçinir gideriz. Eğer yaşınız uygunsa ve bu mektubu bulursanız, bana yazabilirsiniz. İsmimi yazmanız yeterli. Postacı ismimi biliyor. Eğer iyi bir insansanız, size de iyi bir eş olacağıma söz veriyorum. Çirkin ya da yakışıklı olmanız benim için hiç önemli değil. Kalbinizin hissettiğini, dudaklarınızdan söyleyebiliyorsanız, dünyanın en mutlu insanı olurum.' Claire Mc Loughlin, Achill İsland/County Mayo İreland./ 5 Aralık/ 1902.

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

03/31/2024 - 21:39
03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15
12/06/2023 - 15:04

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...