Dağlara Gün Işımış Gül Çiçek

Ahmet TAN kullanıcısının resmi
biliyorum yüreğin parçalanmış yüreğimse yanık yüreğimiz ölünceye dek kanadı kırılan serçeye kanat olacak gülçiçek… (Ahmet Tan’ın “dağlara gün ışımış gülçiçek” şiirinden)

Yaşamı, umudu, sıkıntıları, dertleri, mücadeleyi ve daha nice kavramı yeniden tarif eden Ahmet Tan, yeni şiir kitabı ile tekrardan şiirseverlerle buluştu. İlk kitabı “Çiçekler Rüzgarla Çoğalır”ı 1988 yılında yayınlayan Tan, son kitabı olan “Dağlara Gün Işımış Gülçiçek” ile okuyucularına tekrardan merhaba dedi.

1967 Erzincan doğumlu olan Ahmet Tan’la son çıkan kitabı ve yaşamı hakkında söyleştik. Baharının son demlerini yaşayan ve yaza belki de bir ay öncesinden merhaba diyen Antalya’nın deniz manzaralı çay bahçelerinin birinde çaylarımızı yudumlarken, tüm yorgunluğumuzu da denize fırlatır gibiydik. Neden şiir yazdığı ya da nelerden esinlendiği ile başlayan Tan, sanatın ve şiirin yaşamındaki önemine derinlemesine değindi. Yıllarca sorgularda kaldığını belirten Tan, her adımının ve yaşadıklarının bir şiire başlık niteliğinde olduğunu söylüyor ve ekliyordu: “özellikle son dönemde ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu çıkmazı şiirle tarif etmek bambaşka bir şey.” Kitabında yer alan Hrant’a dair olan şiirini okurken ise mesaj yollamayı elden bırakmıyor sevgili Tan. 3 yaşına kadar kendisine kimlik çıkartılmadığını ve her dakika kendisinin öleceğinin beklendiğini ifade eden Tan, aslında hayata; yaşamının daha ilk yıllarında direnmekle başladığının altını çiziyor. Yıllarca dernek yöneticiliği yaptığını ve siyasetle uğraştığını anlatan Tan, asla susmadığını ve hâlâ bir dernekte yöneticilik yaptığını söylüyor. İşçilik yıllarında şeker fabrikasında çalışmak da dahil, makine ressamlığına kadar birçok iş yaptığını belirten Tan, servisle işe giderken trafik kazası geçiren bir simitçi çocuk için yazdığı şiirde şöyle diyor:

… sessizliği yırtan simitçi çocuğun çığlığı ‘siiiimitçiiii’ fren sesine yenilir şehir uykudadır şimdi uyanır ahalinin anlık öfkeleri kalabalık üşüşür…

Evet, ayrılılık vakti gelmişti; sevgili Ahmet Tan’la geçen saatler boyunca bizleri yeterince şiirle doyuran Tan, şiir sıcaklığıyla kalmak gerektiğini ve hayatın ancak şiirle güzelleşeceğini söylüyor.

Evrensel...

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...