Aşkta Devrim Olacak

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi
Dostluk sevginin en iyi duraklarından biridir. Işıktan bir sütundur dostluk ve onun şerbetinden içmek gerekiyor. O durağa ulaşmak ve oradan enerji devşirmek, tepeden tırnağa sevgiyle donanmış kişilerle mümkündür.

Sofralarında çıkara ve riyakarlığa yer vermeyenlerle dost olunur. Paylaşırlar her şeylerini. İnsan olmak dost olabilmektir ve dost kalabilmektir güzel olanla. Var mı çağımızda öyleleri? "Yüreğimizi açabileceğimiz dostlar var mıdır hala?" diyeceksiniz haklı olarak. Vardır şüphesiz. Maharet, gün ortasında fanusla onları arayıp bulabilmektir. Benlik canavarının uğramayacağı yerler insana ve evrene dair duyulan aşk mekanlardır. Şairler sevgiyle donanan kişilerdir. Her duyguyu alabildiğine yaşarlar; aşkı, sevgiyi, nefreti Dostluk sevginin en iyi duraklarından biridir. Işıktan bir sütundur dostluk ve onun şerbetinden içmek gerekiyor. O durağa ulaşmak ve oradan enerji devşirmek, tepeden tırnağa sevgiyle donanmış kişilerle mümkündür. Sofralarında çıkara ve riyakarlığa yer vermeyenlerle dost olunur.

 

Paylaşırlar her şeylerini. İnsan olmak dost olabilmektir ve dost kalabilmektir güzel olanla. Var mı çağımızda öyleleri? "Yüreğimizi açabileceğimiz dostlar var mıdır hala?" diyeceksiniz haklı olarak. Vardır şüphesiz. Maharet, gün ortasında fanusla onları arayıp bulabilmektir. Benlik canavarının uğramayacağı yerler insana ve evrene dair duyulan aşk mekanlardır. Şairler sevgiyle donanan kişilerdir. Her duyguyu alabildiğine yaşarlar; aşkı, sevgiyi, nefreti, dostluğu ve düşmanlığı...

Nefretlerini sürekli insandan ve doğadan nefret edenlere boca ederler. Karanlık odakların düşmanıdırlar. Aşkta devrim olmasını isterler. Ne diyor şair Sinan Sel?

"Gelsen aşkta devrim olur/ Pankartlarda adın yazar/ Güvercinler kazanır/ Güvercinler uçururum yazılmamış şiirlere/ İmgelerinde aklanır kanlı Maraş/ Maraş aşkın başkenti olur/ Gelsen aşkta devrim olur..."

Evet, aşk ve sevgi gelse Maraş'ta bile devrim olur. Maraş'tır ki vahşetin ve karanlığın en alasını yaşamıştır. Mazlumların gencecik kadınlarının karnı yarılıp içindeki bebekler duvarlara çakılmıştır. Çocukları kaynar kazanlara atılıp kaynatılmış ve o gün bugündür ismi Kanlı Maraş olarak değiştirilmiştir. Çünkü Maraş, mazlumların lügatında kanlıdır. Maraş'ın her yanından sevgisizlik akar. Şehir aslında insan olanların elindeydi bir zamanlar. Onlar manastırlara doldurularak yakılmışlardır. Mayasında vahşilik olanları getirip yerleştirmişler ve o günden sonra Maraş merkezin mizacında kan vardır. Sivri dişleriyle kanlarını emecek mazlumları arayıp dururlar...

Evet, nereden nereye geldim. Halbuki amacım şair Sinan Sel'in Siyah Beyaz Yayınları'ndan çıkan "Gelsen Aşkta Devrim Olur" adlı kitabını tanıtmaktı. Sevgiye dair etkili dizeleri görünce uçtum anlaşılan. Şairin diğer şiirlerinden de söz etmek gerekiyor. Ama aşk ve sevgi baskın çıkıyor. Kalbimizdeki iki duygudur, bizi evrenden bile daha büyük yapan. Yoksa, biz bu evrene oranla bir toz zerreciği kadar bile yer kaplayamıyoruz. O sevgi seliyle kocaman evreni kalbimize sığdırır ve birçok evreni de kendimiz yaratırız. Yüreğinde kocaman evrenler yaratanlardan biri de Ahmet Kaya idi.

"Ben öldüğümde," diye başlıyordu konuşmalarına. Bir anlam veremiyorduk. Tüm evreni yüreğinde taşıyan bu adam, "Ben öldüğümde kimse memleketini sevmiyordu demesin," diyordu. Ahmet Kaya sadece memleketini mi sevmişti? Hayır, o kocaman evreni yüreğinde taşıyan bir adamdı. Ama memleketi onun için sevgi yumağının oluşturduğu özel bir mekandı.

Şair Sinan Sel, Ahmet Kaya için de şiir yazmış;

"Yokluğum, halkların birliğiyle taçlı/ Yokluğum, geri tepen kurşun/ Yokluğum, işte gözüm yokum/ Ey halkım/ Ey şarkılarım/ Ve çocuklarım/ Dava yoldaşım sevgili karım/ Gözlerinizden öpüyorum sizi gözüm..."

Ahmet Kaya aslında yok olmadı. İçindeki sevgiyle karanlığa savaş açmıştı. Kazanan şüphesiz sevgi olacaktı. Evet, bunu biliyordu sevgili Ahmet Kaya... Şüphesiz şair de biliyor. Sevgi kazanacak ve aşkta devrim olacak, biliyoruz.

Sinan Sel aynı zamanda ses sanatçısıdır. Bence sanatçıyı takip etmekte fayda var...

 

 

 

 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...