ÖYKÜLER

Ben Denizde Bir Gemi, Dalgalar Vurur Beni/ Hacer Şirin

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

 
Adına “Dilsiz Ayşe” diyorlardı kimseyle konuşmadığı için. O gözleriyle konuşuyordu ama kimse onu anlamıyordu.
Oysa Ayşe bülbül gibi şakıyan, gülünce yanaklarında güller açan birisiydi eskiden.
Ablası üç çocuğunu geride bırakarak ölünce, çocuklara en iyi teyzeleri bakar diyerek, ablasının kocasıyla evlendirmişlerdi henüz on yedi yaşındayken. Ve o evlendiği gün konuşmayı bırakmıştı.
Ablası mezara giderken Ayşe'nin tüm umutlarını, hayallerini, gülüşünü ve sesini alıp gitmişti. Ayşe yaşayan ölü olmuştu.

GÜNEŞE ASILAN MAHPUSLAR

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
GÜNEŞE ASILAN MAHPUSLAR
                Ne kadar havalandırılsa da vıcık vıcık neminden bir dirhem olsun eksilmeyen hücrenin iliklerine işleyen havasına uyanan Tekin, pencereyi aralayıp oksijensiz kalmış balık telaşıyla astımlı ciğerlerini şişirmeye başladı. Don-gömlek on altı basamaklı merdiveni göz açıp kapayıncaya kadar inen Talat, lavaboya kendisini zor attı ve yıllardır performansından bir şey kaybetmediğini gösterdi! Tufan ise, oflayıp puflayarak varis çorabını sağ bacağına geçirmeye çalıştığı rutin günlerden biri daha böylece başlamış oldu.

BİR GERÇEK ÖYKÜ BİR GERÇEK FOTOĞRAF

Adil Okay kullanıcısının resmi

*** Seni yazıyorum anlayamazsın Beyrut'taki Filistin konuk evlerinde erkenden kalkıyor ve hastaneye gitmek üzere hazırlanıyoruz. Tercümanlığımı uzun yıllar Türkiye'de eğitim yapan, Türkçe bilen Filistinli, Halk Cephesinden Hüssam yapacak. Henüz inşaatı devam eden hastahanenin dış görüntüsü insana güven vermiyor. Ancak içerisi oldukça temiz. Hastahanelerde değişmeyen ortak özellikler var. Örneğin bekleyiş ve ağıt. Bekliyoruz. İdaredeki görevliler gelince yatış işlemleri yaptıracağım. Ondan sonra ameliyat. Filistinli Hüssam’ın keyfi yerinde, hemşirelerle şakalaşıyor.

Diyanetin bu mu dünya

Veli Bayrak kullanıcısının resmi

Tabii o zamanlar Sivas’ın dört tarafı sularla çevrili. Şimdi sular çekildi cıs çıplak ortada kaldı. Zaten başlıca geçim kaynağımız da karides, kalamar, deniz anası, midye gibi deniz ürünleriydi. Kangal’da mesela eskiden Kangal köpeği falan yoktu, Kangal lüferi vardı. Sekiz on lüfer beş yüz koyunu götürür getirirdi.
 

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...
Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 49. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2023 tarihli 49. sayısı...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
ÖYKÜLER beslemesine abone olun.