Son Yazılar

GÜNEŞE ASILAN MAHPUSLAR

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
GÜNEŞE ASILAN MAHPUSLAR
                Ne kadar havalandırılsa da vıcık vıcık neminden bir dirhem olsun eksilmeyen hücrenin iliklerine işleyen havasına uyanan Tekin, pencereyi aralayıp oksijensiz kalmış balık telaşıyla astımlı ciğerlerini şişirmeye başladı. Don-gömlek on altı basamaklı merdiveni göz açıp kapayıncaya kadar inen Talat, lavaboya kendisini zor attı ve yıllardır performansından bir şey kaybetmediğini gösterdi! Tufan ise, oflayıp puflayarak varis çorabını sağ bacağına geçirmeye çalıştığı rutin günlerden biri daha böylece başlamış oldu.

DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI XXXIV

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI
XXXIV
Madde 331: Edebiyat tarihinde, daktiloyla yazılmış ilk kitabın Mark Twain’in Tom Sawyer’ı olduğu söylenir. O günden bugüne çok şey değişmiştir. Daktilolar artık kullanılmaz olsa da kimi yazarlar ısrarla daktiloyla yazmayı sürdürmekteler. Onlarınki de bir nevi uzatmaları oynamaktır. Bilgisayarın hükmü her yere sirayet etmiştir.
 

Ahlak ve Namus Kavramını Yozlaştıran Etkenler -2-

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

Bugün bilincimizde şekillenen kültürlerin çoğunluğunun ilk temeli M.Ö.65 bin yıllarında, Avcılık ve toplayıcılık (Paleolitik) Çağ da mağara, ağaç kovuklarında yaşayan, konuşma yeteneği gelişmemiş ilkel kabilelerle atılmıştır. Paleolitik çağdaki kültür izleri çok zayıf, bazen kültür denemeyecek kadar da belirsizlikler taşır. İkinci kültürel temel M.Ö. 30 bin yıllarda, Mezolitikte; Totem ve Animist inançlarla biraz daha somutlaştığını görüyoruz.

BİR GERÇEK ÖYKÜ BİR GERÇEK FOTOĞRAF

Adil Okay kullanıcısının resmi

*** Seni yazıyorum anlayamazsın Beyrut'taki Filistin konuk evlerinde erkenden kalkıyor ve hastaneye gitmek üzere hazırlanıyoruz. Tercümanlığımı uzun yıllar Türkiye'de eğitim yapan, Türkçe bilen Filistinli, Halk Cephesinden Hüssam yapacak. Henüz inşaatı devam eden hastahanenin dış görüntüsü insana güven vermiyor. Ancak içerisi oldukça temiz. Hastahanelerde değişmeyen ortak özellikler var. Örneğin bekleyiş ve ağıt. Bekliyoruz. İdaredeki görevliler gelince yatış işlemleri yaptıracağım. Ondan sonra ameliyat. Filistinli Hüssam’ın keyfi yerinde, hemşirelerle şakalaşıyor.

Ahlak ve Namus Kavramını Yozlaştıran Etkenler -1-

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

Tarih, kültür, sosyal psikoloji üzerine yapmış olduğum araştırmalarda, istisnalar hariç, uygarlıklardan günümüzdeki modern toplumlara kadar hepsi, genel olarak ahlak ve namus kavramını, direkt, dolaylı kadın cinsiyeti üzerine şekillendirmişlerdir. Bu o kadar iğrenç bir anlayış ki kadın sosyal, siyasal, cinsel olarak her şeyi erkekle birlikte yaşarken, çoğu zamanda erkeğin zorlaması neticesinde gerçekleştiği halde, erkek yerine kadını suçlu göstermek en büyük ahlaksızlıktır. Yaşanan ahlaksızlıkları bir çocuğa sorsak dahi, erkeğin direkt suçlu olduğunu rahatlıkla ifade edecektir.

“SEMT-İ ÇUKUR” HAKKINDA

Adil Okay kullanıcısının resmi

 
 
3 fotoğrafçı / belgeselci arkadaşın  aylar süren  çalışmalar sonucu hazırladıkları bu sergi “kentsel dönüşüm” adıyla gerçekleştirilen bir kıyıma, toplu sürgüne, bir toplumsal travmaya dikkat çekiyor. Görmezden  gelinen başka / öteki hayatlara dokunuyor. Postmodern "Sınıf kardeşliği" söylemini de yerle bir ediyor.
Daha açık bir ifadeyle söyleyecek olursam: "Herkesin aynı gemide" olmadığını gösteriyor. Aynı gemide olanların bile kimisinin "küpeşte yolcusu" olduğu gerçeği yalın biçimde ekrana / objektife  yansıyor.
 
Göstermek ilk adımdır...

ŞAİRİN SORUMLULUĞU, ŞİİRİN GÜCÜ[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
 
Sümerler’in ‘Gılgamış Destanı’nından beri köklü bir tarihe, geleneğe sahiptir şiir; Anton Pavloviç Çehov’a, “Yaşamın düzyazısı tüketildiyse, hiç değilse şiirine saygılı olmak gerek,” dedirtecek kadar…
“Dijital Çağ”, “Yapay Zekâ” çığırtkanlıkları ya da post-modern söylenceler için “tükeniyor” iddialarına malzeme yapılmak istense de; eskimeyenin peşindeki şiir, yaşam ile ilişkinin dile gelme hâli olarak var oluşumuzdur ve başkaldıran sevdalı insan(lık) olduğu sürece gündem maddemiz olacaktır.
El özet, şairler gitse de şiirleri kalacak, yaşayacaktır...

İnsan Birliğini Duygu Üzerine mi, Düşünce Temelli mi Kurmalıdır?

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

Duygu Birliği: Bilindiği üzre canlıların doğal biyolojik egosal güdülerine dayanarak gerçekleşen bir edimdir. Bunun insan yaşamında gerçekleşmesine baktığımızda, büyük sorunlara ve yanlışlara sebep olduğunu herkes biliyor. Örneğin içgüdüsel egolarımızın karşılanmasından tutalım maddi, sosyal ve siyasal ihtiyaçlarımız kendisini dayattıkça, en kolay ve kestirme çözümün, duygusal egoyla hareket etmek ilk akla gelendir. Duygu yüklü irade, her an yüksek derecede farklı istem ve bencillikleri dayattığından, insanın başka türlü hareket etmesini de engelleyendir.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...