devrimci

Kardeşim(iz)in “Dava”sı (mı?)![*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım.”[1]

Hrant Dink’in sırtından vurularak katliyle; Ermeni Soykırımı’nın, bir buçuk milyon insanı bulmuş kurban sayısına, 19 Ocak 2007 günü dünyanın gözleri önünde, bir kişiyi daha ekledi!

Takvimler  insan(lık)ın vicdanını sızlatan, kanatan sayısız kitlesel katliama tanıktır. Hrant’ın katli, bu kanlı takvime eklenen bir acı yaprak…

Deprem etkisi yaratan cinayet bir illiyet zincirinin ürünüydü.

“Nasıl” mı?

Türkiye Solunun Sorgu ve Özeleştiri Kültürü Üzerine

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

Bilgiye dayalı kültürlü insanların eleştirileri birey ve toplumu ileriye taşırken, anlamını yitirmiş ilkelere saplantılı eleştiriler, kavga ve cahilliğin yükselmesine neden olur. Bu yüzden gerçek sosyalistlerin dışında, eleştiri kültürünü ilke edinmiş siyasal düşüncelere kolayca rastlanmaz. Özellikle Türkiyeli sosyalistlerin özeleştiri kültürünü ilkesel olarak işlettiklerini söylemekte oldukça zor. Nedeniyse, yüzyıllık cumhuriyet tarihinde sol adına ilerleme olmadığı halde, eskilerin tekrarıyla yetinilmesi solun eleştiri özeleştiri kültürünü özümsemediğini gösterir.

ÖLÜLER DİRİLERDEN ÇALACAK [1]

Savaş Erdoğan kullanıcısının resmi

 

 Çöpler darmadağınık, hapçılar gece kulübünün önünde. Sarhoş kadın ve erkekler, pazarlık ediyor. Esrar kokusu beynime vuruyor hafiften. Arabada “ölüler dirilerden çalacak” şarkısı çalıyor, tekrar tekrar. Polisler köşede, polisler mutlu. Biri bana ters ters bakıyor, üstümde kafamı örten kapüşona takılıp. Tinerciye 40 yaşlarında bir kadın çantayı yapıştırıyor. O umursamıyor. “Abla şarap parası,” diyor cebindeki şişeyi saklamadan.

Barış(=Hayat) ile Savaş(=Ölüm) Hâli[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

bir cigara atmışsak denize
sabaha kadar yandı durdu.”[1]
 
Yerküre ve coğrafyamız, barış (=hayat) ile savaşın (=ölüm) iç içe geçtiği zorlu bir sarsıntıyla alt üst oluyor. Bu sürdürülemez kapitalizmin vahşete dönüştüğü bir hâl.
Kimilerinin, özellikle de liberal solcuların göklere çıkardıkları küreselleşmenin karaya oturduğu, “Yeni Dünya Düzeni”nin (“YDD”) iflas ettiği verili durum, “III. Büyük Bunalım”da somutlanan bir imkân ve tehditler almaşığıdır.
 

Mikail Aslan’a sitemkâr bir mektup!

Haydar Karataş kullanıcısının resmi

insan sadece feda olmak, yanmak, dava uğruna kurban olmak için vardır. Kırk yıldır, silahlı insan sevmeyi öğretiyoruz çocuklara. Hepimiz kırk yıldır, cellat ile kurbanın kulağımıza fısıldadığı, ruhumuzu kemirdiği bu acıyla büyüyoruz...
“Namlular çiçek açmıyor[1]”
Bundan bir süre önce Kamer Genç’in ölümü üzerine BirGün gazetesinde bir makalem yayınlandı. Bu makalede, Kamer Genç'e dair bir cezaevi anımı ve onun hemşerileri ile kurduğu ilişki biçimini yazdım.

“CELLATLARIN DÖKTÜKLERİ KAN”[1]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

hepinizin canı cehenneme!”[2]
 
Bugün 13 Aralık.
Bugün Bekir Kilerci’nin Ankara’da işkenceyle katledilişinin yıldönümü.
Ama aynı zamanda, Erdal Eren’in 12 Eylül cuntası tarafından yaşı büyütülerek idam edilmesinin de yıldönümü.
Birkaç gün sonra, devrimci bir üniversite öğrencisinin, Serkan Eroğlu’nun, polisle işbirliği yapmayı reddettikten hemen sonra, üniversite tuvaletinde bulunmasının yıldönümü olacak.
Daha iki ay önce tam burada, garın önünde yüzü aşkın yoldaşımız katledildi.

"ABİ SEN DEVRİMCİ MİSİN?" / CEYLAN ŞİMŞEK

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Tınımın yorulmadan bir yere çıkacağına inanıyordum.

Bu kez bir düzlükteyim. Ağaçlar yürümekte mi, durmakta mı, gözüm kamaştı. Yaprakların renkleri yeşil mi? İlerde bir tepe, daha ilerde bir dağ, beyaz bulutlar okşamakta gökyüzünü. Usul usul uyumakta mı derinlik? Bir atlı geliyor uzaktan... Bir kuşun kanatlarına takılmış rüzgâr... Ağaçların dallarına yerleşiyor. Yaprakların tozlarını yalıyor şimdi.

Atlı yaklaşıyor gittikçe...

Yüreğim yüzmede, kurbağa yavrusu gibi acemilik çekiyor.

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
devrimci beslemesine abone olun.