edebiyat

Genç yazara üçüncü öğüt: Dokunulmayana dokunma cesareti

Haydar Karataş kullanıcısının resmi

Geri dönüp baktığımda yarattığım ilk roman kahramanım arkadaşlarımdı. O zaman kaldığım Yozgat Cezaevi’nde bir koğuşta topu topu 9 kişiydik. Bir ara sayımız altıya kadar düştü.  Şöyle düşünün, duvarlar aynı, insanlar aynı, oysa insanoğlu dokunduğu her şeyi değiştirerek bugüne gelmiştir. Bazen yapmış, bazen bozmuştur, ancak bu tip yerlerde hiç bir şey size ait değildir. Ranzalar yere ve tavana montelidir. Dolaplar sabittir.

Öykü ve Eleştiri

Ayşegül Tozeren kullanıcısının resmi

Asılı kalan bu kritik sorunun gölgesinde, yaşadığımız coğrafyadaki öykü eleştirisinin geçmişine baktığımızda, üç nokta arasında titreştiğini görürüz: 

- Öykünün de dâhil olduğu edebiyat eleştirisinin, “ulusal dil anlayışının yerleşmesi” adına anlatım bozukluklarına, yazım yanlışlarına hapsedilmiş “güdük” bir dil eleştirisine mahkûm bırakılması 

- “Öykü kişilerinin hiç konuşmaması ya da çok az konuşması”nın eleştirilmesi (Semih Gümüş, ‘Genç Öykücülerin Ağzını Bıçak Açmıyor’, Adam Öykü, Sayı: 18) 

Genç yazara öğütler -1

Haydar Karataş kullanıcısının resmi

Çokça sorarlar, nasıl yazar oldun? diye. Ve piyasada yazar olmakla ilgili pek çok da kitap falan filan var. Bu kitapların hiçbirini okumadım, hatta “Gece Kelebeği / Perperık-a Söe” sonrası gittiğim okumalar için; keşke bu okumaların hiçbirine de katılmasaydım dediğim çok olmuştur. Bana kalırsa edebiyatçı kendisi ile ilgili yapılan kritikleri dahi okumaktan kaçınmalıdır.

ÇALDIK ATEŞLERİ GÖK TARLASINDAN,

A.Z. ÇAMUR kullanıcısının resmi

 
 
Aştık boydan boya aşk denizini,
Gönül yangınında kavrulduk, yandık.
Yıldızların bulduk yerde izini,
Bir newroz sabahı közde  uyandık.

Diktik soframıza aklın gülünü,
Kırdık sazımızın paslı telini,
Azat eyledik biz gönül selini,
Feleğin çarkında çırpınan candık.

Açtık kapısını  güzelliklerin,
Yıktık köprüsünü gamın, kederin,
Yunduk ışığında gizli fenerin,
Mutluluklar yüklü donuk bir andık.

DÜŞÜNME ENGELLİLER

A.Z. ÇAMUR kullanıcısının resmi

           Çevremizde çeşit çeşit insanlar görürüz. Kimileri bir kazada ayağını yitirdiğinden yürüme engellidir. Kimileri geçirdiği hastalıklar sonucu görme ya da işitme engellidir. Bu insanların bir ya da birkaç organları işlevlerini yerine getiremez. Ama duyan, düşünen pırıl pırıl, ışıl ışıl beyinleri vardır. Ürettikleriyle, yarattıklarıyla , bir çok sağlam insanın yapamadıklarını başarırlar.

ERDEMİN TEMELİ TUTARLILIK

A.Z. ÇAMUR kullanıcısının resmi

Her şeyin başında tutarlı olmak gelir. Tutarlılık, erdemin  temelini oluşturur. Tutarlı insan hem kendisiyle, hem çevresiyle hem doğayla kısaca tüm dünyayla barışık insandır.

Tutarlılık, küçük hesapları, içten pazarlıkları, yüzden gülüp arkadan  atıp tutmaları kaldırmaz.

Tutarlılık, bencilliğin, iki yüzlülüğün, kibrin, tembelliğin,  sevgisizliğin bulunduğu ortamlarda yaşayamaz.

Özgen Seçkin kimdir?

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

ÖZGEN SEÇKİNÖzgen Seçkin, 1951’de Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı Yavuz Köyü’nde doğdu. İlkokulu köyünde; ortaokulu Şavşat’ ta ve Ardanuç’ta okudu; liseyi Artvin’de ve Çankırı’da tamamladı. Bir zaman kendi kurduğu YABA (Yayın Basın Ajansı) adlı yayınevini yönetti. O günlerde Soluk ile Gündeş Kırkbinler adlı iki derginin çıkmasında katkıda bulundu ve yazı işleri müdürlüklerini üstlendi. Gazi Eğitim Türkçe Bölümünü bitirdikten sonra liselerde edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik yaptı.

Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. (Atatürk)

Cümle içinde tırnak veya yay ayraç içine alınan cümleler büyük harfle başlar ve sonlarına uygun noktalama işareti (nokta, soru, ünlem) konur:

Atatürk, "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!" diyor.

Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz.

(Nurullah Ataç)

Ancak iki çizgi arasındaki açıklama cümleleri büyük harfle başlamaz:

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
edebiyat beslemesine abone olun.