inciler

Bir önsöz yazmak…

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Necmettin Yalçınkaya, eğer bu önsözü yazamazsan, anamı kapına getiririm, dedi. Ah, dedim içimden; biz düşünüp taşınana kadar annelerimiz hayata hemen el koydular; yaşanır hâle getirdiler. Teyzem keşke geliverse, o incilerinden bir tane önsöz niyetine deyiverse.
Tamam. Biz söyleyeceğiz. Onlar üstelik bizim için bu kadar emek vermişken, onlara duygumuzu biz anlatacağız.
Necmettin Yalçınkaya’ya hepimiz teşekkür ediyoruz. Çünkü hepimiz adına, anasının özelinde annelerimizi anlattı…

Tahir Canan: “12 Eylül’de Çok Güldük, Netekim! Anamın İncileri”

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Yalnız 12 Eylül’de Çok Güldük, Netekim!” başlığı bence biraz iğreti kalmış. “Anamın İncileri” başlığıyla öne çıksaydı kitap için bir avantaj olurdu. Çünkü kitabın içinde dernek tartışmalarını bir tarafa attığında kitaba damgasını vuran Ana’dır. Ana, sıradan bir insan olmasına rağmen her konuda cin fikirli, pratik zekalı bir kadın. Onun için de sorunlara çözüm üretiyor. Hastalanması da, doktora gitmesi de o pratik zekanın yansımasını hep gösteriyor. Işık saçıyor.

Necmettin Yalçınkaya/ Mendil Sen Kokuyordu ve 12 Eylül’de de Çok Güldük Netekim! Anamdan İnciler“

Keje Elif Orhan kullanıcısının resmi

 
Şunu da biliyoruz ki; yaşamı güzelleştiren onların o inanılmaz insan-doğa sevgisi, emek ve dirençleridir.
Devrimcilerin olmadığı dönemler; kirlilikler, acımasızlıklar, insan değerinin sıfıra indiği bilinir.
Gaddarlık ve karanlığın boy verdiği iktidarlar var olup bir avuç emeksiz kişilere hizmet etmiş. Denetimine girmiş olduğu açıktır.
Hepimiz kendi toplumumuzda bunun şahidi olmuş nesiliz de artık.
 
Devrimci olmak bir yaşam-düşünce biçimi.
Ateşten gömlek.

Anamdan İnciler kitabı hakkında

Hüseyin can kullanıcısının resmi

 

Yalçınkaya’nın kendisini yeniliyor olması göçmen oluşu yönünde engel olmadığının kanıtıdır. Çünkü günümüzde iletişim araçlarının sınır tanımaması lehimize bir durumdur. İstediğimiz bilgiyi, istediğimiz kaynaktan anında erişme şansına sahibiz. Bu vesileyle böylesi devasal zenginliğe sahip bilgisayar dediğimiz bilgi havuzunun masamızda olması işlerimizi kolaylaştırıyor. Sınır tanımayan dijital gelişime çok şey borçluyuz. Yeter ki teknolojiyi kullanma cüretini gösterelim. Gerisi çorap söküğü gibi kendiliğinden gelir.

Zevkle okuyacağınız iki kitap: “Anamdan İnciler“ ve “Mendil Sen Kokuyordu“

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Telefonla tanıştığım Necmettin Yalçınkaya‘nın kitapları elime ulaştığında uzunca bir süre okumadım. Kendimce daha ciddi kitaplarla meşguldüm. Masamda beklettiğim, bir türlü başlayamadığım minnacık bu iki kitabın (Anamdan İnciler ve Mendil Sen Kokuyordu)  önemini, eşim kahkahalar eşliğinde okuyunca anladım. O eşim ki, İsviçre‘ye geldiğinden beri, birkaç kitabın dışında eline bir kitap almamış, alınca da ''off sıkıcı‘‘ deyip bırakanlardandı. Bir merak sardı beni, nesi var ki bu kitapların, vakum gibi çekerler eşimi? Okur okumaz da anladım zaten.

”Anamdan İnciler” ve “Mendil Sen Kokuyordu” adlı öykü kitaplarına dair.

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

Türkiye’de mizah dergileri yasakçılığı daha Osmanlı döneminde başlamıştır. Günümüzde bile mizahçıların mahkemeye verildiğini görüyor ve okuyoruz. Çünkü mizah, çirkin olanı güldürerek beynimize kazır. Şatafatlı gibi görünen yaşamların içine girerek, onların komikliğini bize gösterir. Kimi insanlar da yaşamında hiç yazmadan da kaliteli espriler yaparlar. Ve onlar da bir şekilde bizi düşündürürler. Necmettin Yalçınkaya‘nın annesi de insanı güldürürken de düşündüren biri. Ve Yalçınkaya da annesinin incilerini kaleme almıştır. Her bir hikâyesi binlerce inci değerindedir.

Şiir tadında öyküler

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

Ama her birinin yüreğinde bir umut kıvılcımı vardır. Her an tutuşmaya hazır bir bozkırları... Umuttur işte. Umut, kurşun geçirmez geceleri bile aydınlığa çevirebilir. Ve o umudun hiç bitmesini istemezler öykü kahramanları. Henüz ilk öyküsüyle insanı kendisine bağlayıp, yarına olan inancımızı daha da büyütüyor.



Emeğin Sanatı dostlarından Necmettin Yalçınkaya’nın “12 Eylül’de de Çok Güldük Netekim!”

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Necmettin Yalçınkaya, 12 Eylül vahşeti nedeniyle, yurtdışında yaşamak zorunda olan bir politik göçmen. Daha önce çeşitli internet sitelerinde yayınlanan öykülerini kitap haline getirerek, yayınladı.

Yalçınkaya, 12 Eylül öncesi, lise çağlarında bir genç. Doğu’dan İzmir’e göç edip yerleşen bir ailenin çocuğu olarak mahallenin gençleriyle birlikte devrimci savaşım içinde yer almış. Kitabındaki öyküler, anılardan yola çıkarak o günleri dile getiriyor. Birinci ağızdan, tarihe gerçekçi bir not düşüyor yazar.

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
inciler beslemesine abone olun.