Edebiyata Yolculuk
Kapüşonumu çektim kafama. Bereket tam zamanında yetişti otobüs. Bindim. Gossau’da inip trene binecektim. Öyle de oldu.
Zürich istasyonu dışında, kararlaştırdığımız yerde Ersoy’un gelmesini bekliyordum. Yağmur gitgide hızını artıyordu. Erken damladı Ersoy. Valizimi bagaja bırakıp kendimi ön koltuğa attım. Sohbet ede ede gidiyorduk ama sıklıkla sohbetimizi arabanın silecekleri bölüyordu.
“Necmettin,” dedi Ersoy, “gözün benzinlikte olsun, hem kahve içeriz hem de adresi navigasyona yüklerim.”