BİZE HER GÜN YAS-I MATEM...
Annem ramazanın başı-ortası-sonu tabir edebileceğimiz üç gününü tansiyonunun fırlıyor olmasına, biz dört kardeşin "Sana mı kaldı oruç?" avazlarına rağmen sadık bir tebaa olarak oruç tutarak geçirirdi. Muharrem oruçlarının tutabildiği kadarını tutup, aşuresini eve sokmayı başardığı o koca kazanında, komşuların "Ay Yıldız Hanım en güzel aşureyi sen yapıyorsun" gazıyla cümle ahaliyi doyururdu. Ama ne annem ne de Ramazan’da bir tek günü es geçmeyen kimseler bu ülkede her ay, her hafta ve neredeyse her gün öldürülmüş- öldürülen insanlar için tutmadı ne yas, ne oruç.