Kızımın Yüzü Çilliymiş
‘’Sakin ol, sakin ol!’’ diye kendi kendine fısıldayarak neredeyse boş olan bekleme salonunun kapıya uzak olan bir sandalyesine oturdu.
Öğleden sonra dört sularıydı. Bekleme salonunun boş denecek kadar tenha olmasının nedeni buydu. Gelenler, öğleden önce havanın görece daha serin olduğu saatlerde gelip gitmiş olmalıydı. Akın, gözlerini kapıdan ayırmadan ve içinden ‘’Sakin olmalıyım, sakin olmalıyım’’ diye kendi kendine telkinde bulunurken elleriyle de dizlerinin titremesini yavaşlatmaya çalışıyordu.