Adil Okay ağ günlüğü

Mültecilere saldırmayın... Boşu boşuna sicilinize ırkçı milliyetçi etiketi yapıştırmayın...

Adil Okay kullanıcısının resmi

 
İltica temel bir haktır... Evrensel bir haktır...

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan hemen herkesin bir yakını Avrupa, ABD veya İskandinavya ülkelerinde ya mültecidir ya da göçmen işçi.

O ülkelerin ırkçıları, milliyetçileri, faşistleri yıllardır "mülteciler evlerine dönsünler...", "yabancı işçileri istemiyoruz.." diye slogan atıyorlar. Daha da ileri gidip göçmenleri, mültecileri katledenler de oluyor. Solingen'de yakılan "soydaş"larınızı ne çabuk unuttunuz diyeceğim geliyor, bizim ülkemizdeki gizli, açık ırkçı ve milliyetçilere.

Tuhaf Buluşmalar Metrosu... Oyun İki Perde

Adil Okay kullanıcısının resmi

‘Tuhaf Buluşmalar Metrosu’ adını verdiğim bu oyuna, metinde aşk ve insan ilişkileri de sorgulandığından ‘Sıra dışı bir aşkın doğuşu’ gibi daha iddialı bir isim de verebilirdim. Ancak yarattığım oyun karakterleri içinde bulunduğumuz toplumdan çok da bağımsız olamayacağından, aşk da her halükârda sorgulanacaktı. Paradoks gibi gelebilir ama kapitalizmin toplumsallığı, yalnızlık duygusunu arttıran bir toplumsallıktır. 21. yüzyıl insanı, kalabalıklarda yalnız yaşamaya başlamıştır. Bu koşullarda, aşk da yara almıştır.

Aydın ve sanatçılardan Filistin halkına destek

Adil Okay kullanıcısının resmi

12.05.2021

"Kamuoyuna ve Basına

İşgalci İsrail'in Filistin Halkına Yönelik Baskı ve Saldırılarını Kınıyoruz!

Gazze bir kez daha bombalanıyor. Filistin halkı bir kez daha ölüyor, öldürülüyor...

İşgalci İsrail güçleri, son günlerde Filistin halkı üzerindeki baskı ve saldırılarını daha da arttırdı. Geçtiğimiz hafta İsrail tarafından Doğu Kudüs'ün, ağırlıklı olarak Filistinlilerin yaşadığı Şeyh Cerrah Mahallesi’nde, Filistinlilerin evlerini terk etmesi için uygulanan baskılar bölgeyi yeniden bir ateş hattına itti.

Korona zamanında mahpusluk kitap yasakları ve açlık grevleri... Adil Okay

Adil Okay kullanıcısının resmi

 
Öncelikle pandemi zamanında hapishanelerde yaşananların, dışarıda şikâyet ettiğimiz koşullardan kat be kat daha kötü olduğunu söyleyerek başlayayım. Hani ara sıra metaforlara başvuruyoruz ya: “Türkiye yarı açık cezaevine döndü” ya da “dışarıdakiler de özgür değil ki…” gibi. Ama dönem dönem bunun bir metafor olduğunu unutup, teşbihte hata yapıyoruz.

İğneyle Kuyu Kazmak Gibi Zor Ama Heyecan Verici Bir Çalışmaydı !

Adil Okay kullanıcısının resmi

 
***
 
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen “Olağanüstü Hal” sürecinde (c)ezaevlerinde başlayan keyfi uygulamalar ve akılla mantıkla açıklanamayacak eziyet biçimleri OHAL’in kalkmasından sonra da tamamen sona ermemiş, birçok hak gaspı tutsak şair Erol Zavar’ın yukarıda bir bölümünü aktardığım mektubunda betimlediği gibi kalıcı hale gelmişti. Tecrit ağırlaştırılmış, kitaplarımız gibi mektuplarımız da ya çok geç verilmeye ya da kaybolmaya başlamıştı.
 

“İşgal” adlı romanın düşündürdükleri…

Adil Okay kullanıcısının resmi

Edebiyat her dönem toplumsal altüst oluşlarda tanıklık yaparak, dolaylı da olsa tarihe not düşmüş ve “kamunun vicdanı” olmuştur. 12 Eylül de bir toplumsal alt üst oluştur. İlk on yıl, yani 1980-1990 arası yüz binlerce insan zarar görmüştür. Sağ kalanlar da yaşayan ölü haline getirilmiştir. Bu mezalimin edebiyata yansımaması mümkün değildir. Ancak ne ölçüde, nasıl ve hangi estetik boyutlarda yansımıştır? Konuyu irdeleyebilmek için kısaca 80 öncesi edebiyatın durumuna göz atmakta yarar var: O dönemde dünyada ‘sosyalist gerçekçi’ akımın prestiji oldukça fazlaydı.

Kına Hazırlamış Uğur'un Anası

Adil Okay kullanıcısının resmi

 
Adil Okay
 
KINA HAZIRLAMIŞ UĞUR’UN ANASI
 
            “Uğur Özkan şahsında Suruç katliamında hayatını kaybeden 33 düş yolcusunun anısına.”
 
Kına hazırlamış Uğur’un anası. Niye ki? Böyle bir gelenek mi var acaba? Birazdan toprağa verilecek oğlu. O, elinde kına tepsisi, öylece uzaklara bakıyor. Şok geçirmiştir muhtemelen. Kolay mı evlat acısına katlanmak?
Ne kadar çok insan gelmiş.
Hani derler ya , “İğne atsan yere düşmez”. İşte öyle.
Sıcak. Toz. Toprak.

Zindanın ve Sürgünün Rahle-i Tedrisinden Geçmiş Çok Dilli Bir Serüvenci: Tuncay Akbaba

Adil Okay kullanıcısının resmi

 
DİLİNİ YİTİRMİŞ ZAMAN *
 
Tüm dilleri bir fırçada bir kalemde topluyorum.
Bir yolcuyum, hep kendine çırak.
Biliyorum diyenler kirletiyordu dünyayı baktım.
Oysa sadece kimsin diye sormuşlardı…”  Tuncay Akbaba
 
***

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

Feyza Eren’den Akdeniz’e Lirik Bir Güzel...
  Uzun yıllardır sanat yaşamını ABD’de sürdüren Feyza Eren, “Vedadır Belki” adlı, tekli çalışmasıyla yeniden...
80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
RSS - Adil Okay ağ günlüğü beslemesine abone olun.