İyi ki Cafer Demirtaş Gibi “Kral Çıplak” diyen Şairler Yazarlar Var
Ve böyle bir dünya hayaliyle yaşamak ne güzel
Ne büyük bir zenginliktir
Aşka ve hayale şükür”
Cafer Demirtaş
Ve böyle bir dünya hayaliyle yaşamak ne güzel
Ne büyük bir zenginliktir
Aşka ve hayale şükür”
Cafer Demirtaş
Adil Okay
10 ARALIK İNSAN HAKLARI HAFTASI’NIN BANA DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
VEYA HALKLAR KARDEŞ Mİ?
Gerek ülkemizde gerekse dünyada İnsan hakları açısından kara bir tablo var. Dünyanın dört bir yanından insan hakları ihlalleri haberleri geliyor. Bu koşullarda biz nasıl İnsan Hakları haftası kutlayacağız. Buna yanıt vermeden önce bu haftanın önemine ve çıkış nedenlerine değineyim:
CEMİLE’NİN “ZİNCİRLİ KOLYE”Sİ
Küratörlüğünü üstlendigim Antakya Sanat Kolektifi'nin hazırladığı "Öyle bir yere geldik ki hiç bir sokağın adı yok" adını verdiğimiz karma sergiyi 6 Şubat depreminden sonra hazırlamıştık. Amacımız kolektif bir hafıza oluşturmak ve afetin katliama dönüşmesinde sorumlu olan makro/mikro iktidarları göstermekti.
Sergimiz ülke içinde ve dışında onlarca kentte açıldı.
Aradan geçen süre zarfında yaralar sarılmadı. Halen yuzbinlerce insan evsiz, konteynerlerde yaşamaya çalışıyor ya da kendi ülkesinde mülteci durumunda.
Oyunu hazırlarken arşivimde biriken ‘görülmüştür’ damgalı mahpus mektuplarından yararlandım. Sansür ve oto sansürden geçip bana ulaşan mektuplardan edinemediğim bilgileri de eski mahpuslarla, ve hapishane kapılarında büyüyen çocuklarla yaptığım sohbetlerden öğrendim. Böylelikle tablodaki eksiklikleri tamamlamış oldum. Ancak burada anlatılan, aktarılan yaşanmışlıklar, tutsaklara reva görülen aklın sınırlarını zorlayan yeni yeni “kötülük yöntemleri”, “dışarıdan” bakan sizin için abartı izlenimi verecektir.
Ama ne ki yazık aktardıklarım abartı / fantezi değil, hepsi gerçektir.
SANAT MANAT HARAÇ MEZAT
“Zalimin parasını alan, O’nun kılıcını çalar…” Halil Cibran
SİYASİ İKTİDARIN VE SERMAYE SINIFININ SANATA YAKLAŞIMI HAKKINDA NOTLAR
Yine Haziran ayında Gezi Direnişçileri
Mehmet Ayvalıtaş,
Ali İsmail Korkmaz,
Ethem Sarısülük,
Abdullah Cömert ve Medeni Yıldırım katledildiler.
Saygıyla anıyorum."
Adil Okay
Adil Okay
EYLÜLDEN KALANLAR VE İKBAL KAYNAR
12 Eylül darbesinden sonra çok uzun bir suskunluk dönemi yaşandı. Kitap okumanın suç sayıldığı, “devrimci olmanın ölümle özdeş sayıldığı” bir ülkede, gerçeğe sadık kalarak yazmak da kolay değildi. 12 Eylül gerçeği de imgelerle örtülemeyecek kadar ağır ve açık bir trajediydi. Dikkat edin bu konuda yazabilecek, darbeden fiziki olarak zarar görmeyen güçlü romancıların birçoğu 1980-1990 arası susmuşlardır. Bir kısmı da yazdığıyla gerçeğe teğet geçmiş ya da gerçeği tahrip etmiştir.