“Zerya: Serhat’ta Bir Gün”
Hayatın dışına itilmeye, ötelenmeye, yok sayılmaya çalışanların öykülerine, dünyalarına sızmaya, onların hayatı yaratanlar olduğunu göstermeye, anlatmaya devam ediyor Zeren.
Kitaptan
Hayatın dışına itilmeye, ötelenmeye, yok sayılmaya çalışanların öykülerine, dünyalarına sızmaya, onların hayatı yaratanlar olduğunu göstermeye, anlatmaya devam ediyor Zeren.
Kitaptan
–Mümkün değil. İnenler bile fazla.
–Çalışmak istiyorum.
–Mümkün değil. Ah keşke olsa…
Edebiyatın gerillası
“Saatim düştü. Kırıldı”. “Yalancı zamanlarda yaşıyorsun sen zaten” dedi Latif usta saati soran adama. Adam kırıldı nedense bu cevaba. “Vazgeçtim” dedi, “yaşamaktan” Boyacı çocuk inledi, “boyarııızzz”, simitçi ağladı “taze gevreeek”. Latif usta çekici salladı. Çekiç utangaç bugün. Saati soran adam çıkıp gitti. Yürüdü başıboş. İşsizdi. Yalnızdı. Açtı. Sigarasızdı. Uykusuzdu. Terk edilmişti. Hiç sevilmemişti yahut. Elleri cebinde aşağı, sahile indi. Deniz dingindi. Başıboştu. Oturdu bir kenara. Ellerini cebinden çıkardı. Elleri soğuktu. Elleri paslanmış demir gibiydi. Denize daldı gözleri. Dinginlik beynini kemirdi. Pulları pırıl pırıl nefes nefese kalmış bir balık çıktı sudan. “Merhaba” dedi balık neşeyle.