Ersin Kurt ağ günlüğü

İnanınız

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Güneş göç eyledi uzaklara
Elleriyle lambalarını yaktı kent
Geceyi, leziz bir çay gibi
Tavında demledi Tanrı
Beş parasızız yine
Damaklarımızda yoksulluğun
Buruk ve acı tadı
 
 
Güneş doğunca
Çöl kıraçlığından utandı
Göğsüne gülün yaprakları düştüğünde.
Gül, görkemiyle
Kızgın kumları kızıla boyadı
İnanınız lütfen!
Tatlı bir söz, güzel bir gülüş ve iyi niyet
Bir gün,

Ama Eminim Ki

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Durma, git! 
Bu sefer tarumar etmeyeceğim kendimi
Hem, sen olmasan da uzayacak yine sakallarım
Fesleğenler sulanmazsa kuruyacak
İstisnasız güzel olan ne varsa
Seni hatırlatacak bana yeniden
Yine doğudan doğacak güneş
Ve batıdan batacak
Güçlü, güçsüzü ezecek her zamanki gibi
Çocuklar soğuk kış günlerinde mendil satacak
Ben, yine en çok siyah gömleğimi seveceğim
İşe geç kalacağım
Belki zaman zaman seni düşünüp kahrolacağım

Yakarış

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Çıldırmak üzereyken kaçtım evden
Caddeler alabildiğine insan
Hızla, koşarak uzaklaştım sahte tebessümlerden
 
 
Gem vurmadan aylaklık arzularıma
Gün boyu dolaştım durdum parklarda
Sorgularken bir şeyleri gözüm gökyüzüne takıldı
Bir uçağın mavilikte bıraktığı ize daldım
Çok şey varken düşünülecek
Hiçbir şey düşünmeksizin kitap okudum, çay içtim
Kendimden bile kaçarken sohbet ettim kuşlarla
Dert aldım, dert sattım
 

Unutulmaz

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Yıldızları kılavuz edindim kendime
Öyle bir parladı ki umutlarım sanırsın zümrüt
Çürümüş balıkçılları sahile gömdüm sabahın serininde
Eve dönerken, anlamsız bir şekilde 
Hoşuma gitti yine ismini söylemek
Tepemde korkunç alaycı bir bulut
 
 
Ne ettiysem söz geçiremedim gönlüme
Kendine hayrı olmayan kurumuş ağaçlara
Çaput bağladım yalpalayan ay ışığında
Güneşin doğmasına yakın bin hayır diledim,

Farzımuhal

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Her şey rengârenk
Her şeyde bir ahenk
Ben, ödenmemiş elektrik faturamı
Sen akşam yapacağın yemeği düşünmüyorsun
Renk cümbüşüne dalmışız
Sen mest oluyorsun
Her şeyi unutmuşuz işte farzımuhal
Sen, o adamla hiç evlenmemişsin
Benim Nurten'den üç çocuğum olmamış
Yine özlemişsin ama sen beni
Tıpkı eski günlerdeki gibi
Kolların, boynumu sıkı sıkı sarmış
Ne hoş ki rüyamız hiç bitmemiş
Farzımuhal bizi kimseler uyandırmamış

Gidelim Aysun Hanım

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Sahipsiz kapıların
Özgürlüğe açılması gibi aralandı gözlerimiz
Apaydın her yer
Gökyüzü bizi uyutunca 
Geceliğini çıkarmış üzerinden
Ve böylece tekrardan gücün büyüsüne kapılıyoruz
Günahsız, yaş bir ağaçmışçasına alev alıyoruz
İnsan içine girince.
Pusatsız tütünsüz ve mutsuz
Göz göre göre yanıyoruz Aysun Hanım.
 
 
Buralarda kahrolmaktansa
Gidelim Aysun Hanım
Ayaklarımızın,
Aklımızın,

Klişe Ve Ötesi

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Kısa zamanda nesli tükenecek olan bakkallar
Çoktan açtılar kepenklerini
Sokağın köşesindeki  anne kedinin ağzında 
Dünyalar dolusu telaş
Yolculuk çileli
Metreler ötesine yavru nakli yapıyor
Yuvadaki yavruları aç kalacak diye 
Durayazacak ebabilin kalbi
Her şehrin en tembeli yine köpekler.
 
 
 
Tünaydın!
Bilmem nerede sabah hâlâ
Fakat iyi bilirim nerelerde gece

Güzellik

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Güzellik kışın soğuk bir gününde
Bardaktan içilen sıcak çayın son yudumu
 
 
Sahil kasabasında köpüklü bir bira güzellik
Bazen beklediğin otobüsün tam saatinde gelmesi
Beklenenin, davete icabet etmesi
Çalışanın çalışma saatlerine riayeti
 
 
Bazen de güzellik
Çirkin bir adamın en çirkin hâli
Bazen kötü bir kadının iyi niyeti
Aslında güzelliğin tam anlamıyla tanımı yok

Denek

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Ey hesabını veremeyeceğimiz kurban
Utançlarımızın en masum lekesi,
Affet!
Her savaşın ortasına bırakıp seni,
Öfkeni deniyoruz.
Sabret üstüne oynanan oyunlara,
Oyulan yaralarını sen onarabilirsin yalnızca
Yine yine yine
Seni zorlu bir sınavın kollarına atıp,
Dönüyoruz.
 
 
Fakat, gözümüzden kaçmıyor çırpınışların.
Fıtratın gereği
Bir türlü oturtamadın konik duygularını

Maaile

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Gün geçtikçe daha iyi öğreniyoruz
Sorunlarımızda boy vermeyi
Sınanmaktan usanmışken
Kendi yaralarımızı sarmayı da ihmal etmiyoruz 
Gül gibi, ölü gibi, deli gibi geçinip gidiyoruz toplumca
Muhtelif yerlerinden eşitlik şiirleri uydursun dursun şairler,
Artık ne gereği varsa!
 
 
 
Oysa, hiç fena olmazdı her pencereye güneş değse
Aramızdaki soğuk mesafeleri  
Uzlaşarak kaldırsak kalplerimiz kırılmazdı  

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...
SINIRSIZ KÜTÜPHANE
SINIRSIZ KÜTÜPHANE Tutsakların içeride yazdığı yüzden fazla kitap, resim ve karikatür ile fotoğrafçıların bu temada çektiği / yaptığı fotoğrafları...

Konuk Yazarlar

ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
RSS - Ersin Kurt ağ günlüğü beslemesine abone olun.