Alevilerde Düşünce (Kafa) Karışıklığı
Ve bu temel yapısında materyalist felsefe aktif olmak üzere metafiziği de yadsımadan, ikisinin sentezine dayanan inanç ve siyasal felsefi bir düşüncedir.
Ve bu temel yapısında materyalist felsefe aktif olmak üzere metafiziği de yadsımadan, ikisinin sentezine dayanan inanç ve siyasal felsefi bir düşüncedir.
Alevilerin çoğunluğu yüzyıl öncesine kadar kırsal alanlarda, kendi topluluklarıyla iç içe yaşayan bir özelliğe sahipti. Mevcut devlet yapılarıyla ilişkileri genelde sınırlı olup, asker ve vergi vermeden bir çeşit özerk yaşıyorlardı. Alevilik hukuk ve ahlaki kurallarıyla var oldular. Aralarındaki sosyal, siyasal, ekonomik, ahlaki sorunlarını, cemde “Dara Durma Hukukuyla” çözüyorlardı. Alevi hukukuna, ahlaki yapıya uymayan şahıslar ceme alınmazlardı. Dara Durma yaptırım ve uygulamaları söz konusu çağlarda ciddi bir etkiye sahipti.
Saplantı ve geriliklerini görmeyen hiçbir düşünce kendine yakın gördüğü yapılarla gerçek bir bütünleşme yapamaz. Bu yüzden sosyalistler ile Aleviler birbirine çok yakın kültüre sahipken somut, gerçekçi bir birliketlik oluşturamadılar.
Bir düşünce ve yaşam şeklinin pozitif felsefe olabilmesi, öncelikle materyalizmi tamamen kabul edip, o doğrultuda temel ilkelere sahip olmasıyla mümkündür. Kızılbaş Alevilik derince incelediğinde, materyalist bilimselliğe dolaylı yaklaşım gösterse de dini inançsal ilkeler daha nettir. Aleviliğin bu dinsel ilke ve kuralları, doğacı Dualist inançların özünü taşırken, tek tanrıcı dinlerden tamamen uzaktır.
Her insana aynı gözle bakan dil, din, ırk, inanç, kültür farkı gözetmeyen çağdaş, bilim ve demokrasiden yana olan Aleviliğin, kendinden olmayanı dışlayan, hakir gören gerici, ırkçı, ülkücü ve Şiiliğe yakın olması ya da onun gibi düşünmesi, Alevilikten tamamen başka bir şey demektir. Nasıl ki Marksist birisinin sağcı ve faşist olamayacağı kesinse, Alevilerinde ırkçı olması asla düşünülemez. Irkçılaşıp Şiileşen Aleviler, Alevilikten çıkanlardır.
Üst İnsan olunmadan inanç ve diğer bütün yaşamsal kavramların hiçbir anlamı olmayacağına inanan evrenselci bir bakış (Düşünce) açısıdır. Bu bakış açısı her çağın özelliğine ve sosyal siyasal koşulların şartlarına göre iki ileri bir geri şekilde bazen tamamen proto pozitivist olmuştur, bazende pasifte olsa idealizme işaret ederek Dualizmle kendisini tanımlamış.
Cem Vakfı'nı daha yakından tanımak için, Cem Vakfı adını nereden ve nasıl aldığını, bu derneğin kuruluş tarihine derinlemesine bakılması gerekir. Bilindiği gibi 1990’lardan önce Alevilik ve Cem'den bahseden kim olursa olsun, aşağılanıp horlanarak, İslam’a küfür ediyor yaftasıyla suçlanıp resmi ve gayri resmi şekilde cezalandırılıp dışlanırdı.
Aleviler son süreçte yine haksızlıklara, hak ihlallerine, eğitim sisteminin imam hatipleştirilip gericileştirilmesine karşı yürüyüş, miting ve oturma eylemleri yapıyorlar. Kadıköy Altıyol’da 7 hafta önce başlayan ve her hafta Pazar günleri başka şehirlerde de yapılmaya başlanan Oturma Eylemlerine halkın katılımı her gün artmakta olup bu eylemler Cumartesi Anneleri eylemine benzer şekilde süresiz olarak devam edecektir.
İlgi müzekkereniz incelenmiştir.
İslam dini, çeşitli coğrafi bölge ve kültür muhitlerinde farklı şekillerde yorumlanmıştır. Bu yorumlar şekillerine veya ilk yorum sahibine nispet edilerek farklı isimlerle anılmaktadır. Alevilik de İslam kültür tarihi içerisinde yer alan tasavvufi-kültürel yorumlardan biridir. İslam dünyasının genelinde kullanılan “Alevi’ kelimesi, sözlükte “Ali’ye mensup”, “Ali’ye bağlı” demektir. Hz. Ali ise, Hz. Muhammed’in damadı olup, vefatından sonra İslam Halifesi olmuştur.
Alevi hukuk sisteminin temelinde “Varlığımıza, birliğimize, dirliğimize” şiarı altında huzur, barış, kardeşlik (can cana olmak) ve dayanışma vardır; bir nefsin terbiyesine benzer olarak kin, düşmanlık, dedikodu ve bencillik yoktur.