Doğrudan Demokrasi Üzerine
Demokrasinin ne zaman insan hayatına girdiğini artık bilmeyen yoktur. Bu bakımdan tarihçesinden ziyade, nasıl hayata geçirileceği daha büyük önem taşıyor.
Demokrasinin ne zaman insan hayatına girdiğini artık bilmeyen yoktur. Bu bakımdan tarihçesinden ziyade, nasıl hayata geçirileceği daha büyük önem taşıyor.
Bunların hepsi seçim ve atamayla devleti yönetenlerin devlete, topluma yaptıkları ihanetlerle bir kez daha kanıtlanmıştır.
Umut her ne kadar soyut kavrammış gibi düşünülse de kişinin kültür ve bilincine göre somutlukta taşır. İnsan doğasına göre bunun tarifini yapmak gerekirse, doğal duygusal tepkimelerin hepsini içinde barındıran üst yaşam sevinci olarak ifade edilebilir.
Kaderciliğin İnsanlığı Bitirişi
Kadercilik (Fatalizm): Bilgisiz, çaresiz, düşünce ve sorgulama yeteneği gelişmemiş, mantık dışı hayal ve söylencelerle kendini oyalamaktır.
cambaz politika misali her sıkıştıklarında Kürdistan İşçi Partisi (PKK) Yöneticileriyle barış adı altında sürekli görüşmeleri. Bunu yapabildikleri kadar halktan ve kamuoyundan gizleyerek gerçekleştirirler. Daha sonraları her çıkmaza girdiklerinde birbirlerini suçlayarak, sen PKK'lisin, PKK ile işbirliği içerisindesin deyip, yaptıkları çirkinliği kendileri deşifre etmekten utanmıyorlar.
Aynı şekilde dinin etkin ya da çok şeyi belirlediği şeriata yakın devletlerde de laiklik olmaz. Ya gerçek laik ve seküler demokratik yapı kabul edilip, inançlar özerk bırakılır veya dini şeriat düzen oturtulup laiklik vb. reddedilir
Tüm olumsuzluklara rağmen bazen bizde de doğrular ifade edilir. Hani derler ya "yiğidi öldür hakkını yeme". Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AKP) her ne kadar sevmesek de, her seçimde büyük bir çoğunluk sağladığını kabul etmemiz gerekiyor.
Çoğu muhalif kişi "seçimlerde hırsızlık yapılıyor, ondan bu kadar fazla oy aldığı belirtilse de" hırsızlığın varlığı doğru ama, bu kadar fark yaratacağına ben hiçbir zaman inanmadım, inanmıyorum da.
Tüketimin Tükettiği İnsan :
Dünya üzerinde yaşayıp, kendi eliyle kendi sonunu getiren tek yaratık insandan başkası değil. Bunu o kadar kurnaz ve profesyonelce yapıyor ki, adını din, iman, vatan millet yaşam koyup, koskoca dünyayı çölleşmenin eşiğine getirmiş bulunmakta. Şayet bu hızla gidilirse ki, gideceğe benziyor, en fazla elli yıl içerisinde dünyanın kurtarılamayacağı net bir şekilde anlaşılıyor.
Parti ilkesi, yönetim kadrosu ile tabanı arasında hem yaşamsal, hem de düşünce bakımından birbirine tamamen zıt tek parti CHP'dir. Bu düşünceyi kanıtlayacak o kadar örnek var ki, hepsi sıralansa sayfalar yetmez.
CHP'nin kurucuları ve yolunu devam ettiren üst düzey yönetim kadrosunun büyük bir çoğunluğu, sınıfsal olarak kendilerini yukarıda gören yükseklik kompleksine sahip, “Bürokratik Oligarşik Burjuva Sınıfıdır.”
Halkımızla birlikte onları yüreğimizde yaşatmaya devam edeceğiz. Onlara Allah’tan rahmet dilemekten başka ne yazık ki elimizden bir şey gelmiyor” diyor.
Melle Bahtiyar önce amcamı sandalyeye buyur ediyor, sonra da amcamın yanında boş duran bir sandalyeye oturuyor. Melle Bahtiyar’ı görmeye gelen yakın akrabalar çadırın etrafında öbek öbek toplanıyorlar. Melle Bahtiyar gözlerini köyün karşı yakasında duran manzaraya dikerek: