İyi Edebiyat
Durumu iyi değildi. Analitik felsefecileri okumaktan bıktı. Kısır olduğu halde Ishak’ı doksan yaşında doğuran Sara’ya taktı aklını. Kafasını ellerinin arasına aldı. Düşündü. Arttı eksildi. Ağzını elinin tersiyle silerken, Kozmosu hiperkozmostan ayıran sınırı sildi.
“Yetmiş beş yıllık ömrümün en kötü anını yaşıyorum,” diye mırıldandı. “Roman yazamıyorum artık. Zor iş. Kalemimi prangalayan ön görülerden, alışkanlıklardan kopamıyorum. Yerleşik değer yargılarım, beylik biçimim ve anlatım tarzım, Samantha gibi eziyor beni.”