savaş
Savaş Karşıtlığında ve Barışta Kim Ne Kadar Samimi?
Bireysel, bölgesel, kıta ve uluslararası çapta savaşa karşı olmak için, önce kültürel, maddi, siyasal ve askeri alt yapı kültürler oluşturmakla mümkündür. Sıralanan güven sağlayıcı yapıları oturtmayan kişi, topluluk ve devletlerin savaşa karşıyım demesi üçyüzlülüktür.
Demokrasi, İnsanlık Öldü Başın Sağolsun Avrupa ve Dünya!
Başta kendi halkları olmak üzere çevrelerini koruyacak yapıda olmaları, emperyalist saldırganları ciddi anlamda korkutup frenliyor. Bu devletler yeniden 21. yüzyıl gerçekliğine göre, insani enternasyonal blok şekline dönüştürülürse ezilenler, horlananlar için yeniden önemli bir umut olacaktır. Çünkü şimdiye kadar dünyanın en demokrat ülkeleri olarak bilinen Avrupa, hiçbir halkı ve toplumu net olarak insani haklarına kavuşturmadığı gibi, bilinçli olarak sürekli sürüncemede bıraktı. Halk deyimiyle bu bir Çin işkencesidir.
Demokratik Avrupa'nın Çokyüzlülüğü
Bu; Batılıların herkesle sükûnet içerisinde yaşadıkları anlamına gelmiyor. Batılılar insan psikolojisinde kolayca şaha kalkan süperhayvaniegoyu, kültür ve siyasi politikalarında sınırsızca kullanmayı ısrarla sürdürmekteler. Dünyaya tek yaşam model olarak bunu empoze etmeleri, her zaman savaşarak yaşamak demektir.
Rusya ve Ukrayna (NATO) Savaşı Sonrası Dünyanın Alacağı Şekil
Siyaset ve düşünceler bu temel gerçekliğe göre teorikleştirilip, buna uygun ahlak kuralı geliştirilmediği sürece, her şey boş ve yalandan ibaret kalmaya devam edecektir.
Rusya ve ABD (NATO) Çekişmesinin Kurbanı Devletler Ne Kadar Bağımsız?
her türlü hileyi kullanıp diğerlerine savaş açarak, egemenliği altına almaktan hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir.
Savaşlara Yüklenen Kutsallıkların Amacı
Siyasette böyle bir gerçeklik varken, dini ya da seküler siyasi düşüncelerin arkasından giden halklar, daha çok siyaset dışı mantıkta ısrar edip, her türlü savaşın yolunu açmakta bir sakınca görmemişlerdir. Ve siyasetin aktörlerine öyle bir bağlılık gösterirler ki, sanki tercih ettiği siyaset iş başına gelince tüm dertler bitecek.
ABD, AB ve Rusya Arasında Kalan Türkiye'yi Neler Bekliyor?
1914 öncesi dünya toplumlarının büyük çoğunluğu İmparatorluklar tarafından yönetiliyordu. O günün şartlarında asker sayısı daha fazla ve bu askerleri besleyecek ekonomik güce sahip olanlar, bölgesel düzeyde sınırları belirleyip kendi mantığına göre yaşamı şekillendiriyordu. Buna askeri olarak itiraz edebilecek farklı imparatorluk olursa, zaten savaş açıp ya yenilirdi veya galip gelerek kendisi benzer hükümranlığı sürdürürdü. Dünya genelinde yaşanan bu egemen barbarlığa, diğer hiçbir imparatorluk siyasal olarak itiraz etmezdi.
Alevilere, Kürtlere, Sosyalist ve Demokratlara Çağrı
Bunun tarihteki en büyük örneğini, dünya imparatorluğu olduğu iddia edilen Osmanlı'nın, Birinci Dünya Savaşı’nda nasıl mezara gömüldüğü kanıtıdır.
Gerçekten Biz İnsan mıyız? -1-
İnsanı Tarif etmenin ölçüsü
Basit anlaşmazlıkların haricinde, birbirini küçük görmeyen, aşağılamayan, mevcut olanaklarla yaşamayı bilen, insan, hayvan ve doğanın temiz kalacağı şekilde mantıklı üretim ve de tüketim yapan kişiler gerçek insandır. Bunun dışındaki düşünce ve davranışlara sahip toplumlar, insanlıktan uzak canavarın ta kendisidir.