Ahlaki Çürümüşlük ve Toplumsal Yok Oluşun Temel Nedenleri
Uzun yıllar insan ve toplumsal konularla ilgili makaleler yazan birisi olarak, en fazla insan üzerine yazdım ve yazmaya devam ediyorum. Çünkü her türlü egoist çıkarlarımız için tüm insani değerleri kullanıp bitirdiğimiz halde utanmadan, sıkılmadan hâlâ ahlak ve insanlıktan bahsediliyor. Oysa 21. yüzyıl insanı ya “Üst İnsan” olmak zorunda ya da yarattığı alt kültürle sonunu getirecektir. İki önermenin dışında başka bir yol bulunmuyor.
Çünkü tarih şunu hep kanıtlamıştır; elinde silah, sınırsız yetki olan her insan, kolay şekilde canavarlaşabiliyor. Öz savunmacı örgütlenmelerde en ufak suiistimale meydan verilmemelidir.
Tapınma Kelimesi: Etimolojik kökeniyle Moğolcadan gelir. Ve Moğolların Mani inancındaki bağlılıkta ifade ettikleri gibi, “Tab veya Tap - ın - mak şeklinde kullanılır.
Arapçadaki Tapınma Kelimesi: Yaebud’dur.
Aleviliğin Yolda Birlik sağlamasındaki engellerden en önde geleni, Alevilik inanç felsefesi olarak görevi ve işi olmadığı halde, pozitif bilimsel alanlara giren konuları kendi ilkesiymiş gibi savunmasıdır. Şayet Alevilik bilimsellikten dem vuracaksa, pozitif bilimlere gerek yok. Pozitif bilimler varken, inanç felsefesi olarak Aleviliğin doğacılığı gereğinden fazla yüceltmesi, çıkış yolu bulamayıp bir çeşit işgüzarlıktan başka bir anlam taşımıyor. Her inançsal düşünce öz yapısına dayanan konularda fikir belirtip, kendi tabanının o doğrultuda yaşamasını ister.
Tüm bunlar bize şunu bir kez daha hatırlatıyor. Demokrasiden yana her siyasal düşünce, dinde gerçek, doğru rönesans ve reformlar yapılmadan, bir adım ileri gidilemeyeceği bilinmelidir.
İster dinlere inanılsın ister de inanılmasın, ancak şu bir gerçek ki, Allah ve dine inanış çoğu insanın ruhi (Psikolojik) durumundan ortaya çıkan bir olgudur. Bu bakımda devlet yönetimleri ve kişiler tarafından dinlerle ilgili maddi manevi destek ve propaganda yapılmasa dahi, insanların önemli bir kısmı kendiliğinden Allah'a ve dinlere inanmaya devam edecektir.