Edebiyat Bahcesi ağ günlüğü

Neden?/ Saadet Erdoğan

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Zaman zaman acilde nöbete kaldıkları için orada çalışan hemşirelerin nasıl çalıştıkları hakkında az çok bilgi sahibiydiler. Bir doktor kendi servisine istedi beni. “ Neymiş efendim? Güzel hemşerileri kendi servisine alıyormuş.” Ama ben babacan ve iyi anlaşabileceğim bir doktorla çalışmayı seçtim. Doğum servisinde çalışacağımı ümit ederken, kendimi Üroloji servisinde buldum. İlk bir hafta alışayıp derken zaman hızla akıp gidiyordu.

Haykırmak İstiyorum!/ Saadet Erdoğan

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Ailemin de onayını alınca başladım işe. Yazmaya yazdım ya, ilk baştaki yazılarım genel olduğu için problem çıkmadı. Kendimi anlatmaya başlayınca “Şimdi ne gereği var bunların" demeye başladılar. Üzüldüm, moralim bozuldu. “Peki, dedim “sileyim öyleyse…“ Aslında dilim öyle dese de elim silmeye varmıyordu. Yüzümde okunuyordu mutsuzluğum. Anlatmaya çalıştım, “Bakın bunu yapmak istiyorum, hem kendimi buna alıştırmışken nasıl vazgeçerim“ dedimse de memnuniyetsiz yüzleri ikna edemedim.

Bizim mahalledeki, bizim sokaktaki ve bizim evdeki 6/7 Eylül/ Sinan Gorgan

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Bu anı yazısının, şimdiye dek yazdığım en “politik” yazılardan biri olduğunu, öncelikle kulağınıza fısıldamak isterim.
8 yaşında en derin politik dersimi aldığımı (abartılı demezseniz) size söyleyebilirim.
“Saf Türk varlığının” inkârı gibi olan kozmopolit soy ağacımın yanı sıra, aile geçmişimdeki olaylar zinciri, bu anlama gelmek üzere “özel tarihim” aslında benim ilk siyasi okulum olmuştur.
Şimdi size bunlardan,” herkes için de ders” niteliği taşıyan bir bölüm aktarmak istiyorum.
 
Ben, Peralı'yım aslen.

İÇİMDEKİ HASRET/ Saadet Erdoğan

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

İhtiyaçlarımızı gördükten sonra tekrar yola koyulduk. Yol boyunca Aşık Mahsuni Şerif‘i dinledik. Elbistan’a yolculuk yapılır da Mahsuni dinlenilmez mi? Yolculuğumuz rahattı, Elbistan’ın girişinde telefon çaldı; arayan kaynımdı. “Kahvaltı hazır, sizi bekliyoruz” dedi.  Birkaç kez aramış, ulaşamamış, merak etmiş işte. “Yakınız” dedik. Doğruca çarşıya gittik. Alış veriş yaptık, bazı siparişler verip ayrıldık.

‘Annemin gerçek adını bile bilmiyordum’

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Varter Tumacanyan, 1915’in savurduğu hayatlardan biri. 1900’lerin başında Dersim’de başlayan bu hayat, 1982 yılında Kayseri’nin Sarız köyünde sonlandı. Sürgün başladığında genç kızlığa adım atmak üzere bir çocuk olan Varter Tumacanyan, hayatta kalmayı başaranlardan biriydi. Sürgünden hemen sonra bir Alevi gençle evlenen ve hayatı ailesine hizmet etmekle geçen 11 çocuk annesi Varter, hikâyesini anlatamadan gitti öte dünyaya. Kara kefenle gömülen, derdi kendinden büyük bu Ermeni kadının yaşamından kesitler, şimdi en küçük kızı Şirin Tan’ın anlatımlarıyla yaşıyor.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - Edebiyat Bahcesi ağ günlüğü beslemesine abone olun.