Dersim Seni Neremde Saklayam
Umut Türküleriyle besledim Yüreğimi
Toprağıma benzer ömrüm
Sesimde öfke
Şiirimde kavga
Ve alnımda çizgiler
Elbette olacaktır.
DERSİM!
Seni neremde saklayayım
Umut Türküleriyle besledim Yüreğimi
Toprağıma benzer ömrüm
Sesimde öfke
Şiirimde kavga
Ve alnımda çizgiler
Elbette olacaktır.
DERSİM!
Seni neremde saklayayım
Karanlığın ressamı batırıp fırçasını kanlarına, tuvale sürdü. Son ışıkta kayboldu tabloda. Okyanus ötesindeki hükümdara ulaştı haber. "Tamam" dedi hükümdar, yayılasın fermanını".Çıkardı üstünde önlüğünü general, apoletlerini düzeltti. Bir gece yarısı çaldı düdüğünü, duyurdu fermanını. Postal sesleri parçaladı sevdalı düşlerini. "Faili meçhul" oldu ölümün adı, çöktü üstüne kentin.(Arka Kapak)
Sonunda kimi dostların öneri, tecrübeleriyle benim gözlemlerim birleşince ilk kitabımı öykülerimden seçtim.
Masal, dolaysız, ışıklı, duru ve derin; yaşama açılan ilk bakışın ilk merakı gibi merak doğuran. Yabancılaşmamızın, sahra sukunetimizin, illetimizin panzehiri.
"Bir yanıyla acılı bir yurt... bir yanıyla da sanki sürekli bir “yurtsuzluk “ hali… Müthiş yoksulluk... kahredici imkânsızlık… Derininden zonklayan yara… Umursamayan “merkez”in dağlayan zulmü... ve çaresiz kalan dil… Bütün bunları anlamaya çalışan yaşlılar... yetişkinler... çocuklar... ve onların “çocuk ölümleri”… İşte bunlarla karşılaşacak, işte bunlarla yaşayacaksınız Perperık-a Söe’de. Olağanüstü diliyle baştan başa bir çığlık... baştan başa bir ağıt bu roman.