Ancak eski kuşağın kâğıda yazmalı önerisi ve ben kâğıda yazıyorum söylemi yazar adayların zihnini karıştırmaktadır.
Peki, kim haklı? Aslında iki taraf da haklıdır. Eski kuşak yazarlar kâğıda yazsa da sonuçta yazdıkları bilgisayar ortamına çekilmektedir. Yani bilgisayardan kaçış yoktur. Peki, sorun nereden kaynaklanmaktadır.
Eski kuşak yazarlar, bilgisayar programlarını ve klavyeyi kullanmayı iyi bilmediklerinden, kâğıda yazmak daha kolay gelmektedir. Ancak bunu doğrudan itiraf edemediklerinden kâğıda yazmanın daha iyi olduğunu söyleyip, dururlar. Yoksa kâğıda yazmanın çok artısı yoktur. Kâğıda yazmak yaratıcılığı artırmadığı gibi bilgisayarda yaratıcılığı öldürmez. Önemli olan yoğunlaşabilmek ve kalemin/klavyenin düşüncelerinizin akışına ayak uydurup, somutlaşabilmesidir. Zaten metnin ikinci okumalarında eksik kalan ve hatalı yerler düzetilecektir.
Bilgisayara yazılan metin üzerinde düzeltme yapmak daha kolaydır. Silmek, tekrar yazmak, koplamak, kesmek gibi özellikler metnin kaybolmadan, karamalara maruz kalmadan kolaylıkla metnin düzeltmesini sağlar. Tabii aynı işlem kâğıt üzerinde yapılabilir, ancak biraz daha uğraş ister. Kâğıda yazılan metnin düzeltilmesi aynı kağıt üzerinde zor olduğu gibi, onu başka bir kağıda tekrar temize çekme zorunluluğu vardır. Ayrıca yarım kalan metnin ya da istendiği gibi yazılmayan metnin kâğıdı buruşturulup, çöpe atılır; sonra yeni kağıda geçilir. Ama bilgisayarda yazıldığında bu tür sorunlarla karşılaşılmaz.
Kâğıttan bilgisayara geçirmenin en iyi ve güzel tarafı metnin tekrar yazılmasıdır. Yani metni ikinci defa yazılma ihtimali olmasıdır. Çünkü kâğıttan bilgisayara geçiş yapıldığında daha önce unutulmuş düşünceler eklenir, hatalı cümleler düzetilir, problemli paragraflar düzene sokulur. Temize çekilirken yeni düşünceler belirir ve metne eklenebilir. Dolaysıyla bu temize çekme işleminde verimlilik artırılabilir. Çünkü bilgisayar başında yoğunlaşmak kâğıda yoğunlaşmaktan daha zordur. Kâğıda yoğunlaşmak kolay olduğundan fikri üretkenlik fazla olabilmektedir. Bilgisayar bazen dikkatin dağılmasına ve bilgisayarda başka programlarla uğraşmaya neden olabilmektedir. Özellikle yazımda tıkanmalar olduğunda ve bilgisayarda da internet varsa yazar adayı sıkılıp internete yönelebilmektedir. Ama kâğıtta böyle kaçışınız yoktur. İnternet veya başka bir programa yöneldiğinizde zihnini toparlamanız zorlaşacağı gibi yazıya geri dönüşünüzde çok sonraya kalacaktır. Böylece yazım işi yarım kalacaktır. En iyi yazı yazılan bilgisayarda internet/oyun gibi şeylerin olmamasıdır. Yani kaçış kapılarının kapanmasıdır.
Denilebilir kâğıda yazarken de tıkanmalar olmakta ve masa başından kakılmaktadır. Ever doğrudur ve bu normal bir süreçtir. Ancak masa başında katlığınızda oda da veya evin içinde olta atar ve yazacaklarınızı düşünürsünüz. Düşünceleriniz veya ilginiz çok farklı yerlere kaymaz. Ama internet ve oyunlarda metne yoğunlaşmanızı engelleyici nedenler çoktur. Her sıkıldığınızda bir kaçış olarak görürsünüz. Ki internete girmeniz ve çıkmanız en az iki üç saatinizi alır. Yazıya döndüğünüzde yarım bıraktığınız yerde yine sıkıntılı başlarsınız. Çünkü yazıya dair düşünmemişsinizdir. Ama oda da olta atıp, masaya oturduğunuzda kalemi elinize aldığınızda yarım kaldığınız yere yeni düşüncelerle başlarsınız.
Anlaşılacağı üzere her iki durumunda kendine göre artı ve eksileri mevcuttur. İradenizi kontrol edebiliyor ve on parmak hızınız varsa bilgisayar yazım için iyi bir araçtır. Ama iradeniz zayıf ve klavye kullanımı da yetersizse kâğıt daha ideal bir yazım aracı olacaktır.
Ey simurg, önemli olan senin kendine ait olan yazım aracını bulmandır. Senin üretkenliğine ve yaratıcılığına hangisi zarar vermiyorsa, o araç senin için idealdir. Başkalarının hangi aracı kullandığının önemi yoktur. Önemli olan sen ve senin üretkenliğindir.
Osman Tatlı
osmantatli@gmail.com
Metinleri Bilgisayara mı Yoksa Kâğıda mı Yazmalı
Ey simurg, bu konu aynı zaman kuşak çatışmasının somut bir örneğidir. Eski kuşak teknolojik gelişmelere olan yabancılığı nedeniyle en iyi bildiği yol olan kağıda olan yazımı tercih edip, savunmaktadır. Yeni kuşak ise, kağıda yazımı biraz sıkıcı ve gereksiz bulmaktadır. Önce kağıda yaz, sonra bilgisayar geçirmek iki iş yükü olarak gördüğünden metinleri bilgisayara yazmayı tercih etmektedir.
Kategori:
Bunları Okudunuz mu?
Hapishane Edebiyatı
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan
Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...
SINIRSIZ KÜTÜPHANE
SINIRSIZ KÜTÜPHANE
Tutsakların içeride yazdığı yüzden fazla kitap, resim ve karikatür ile fotoğrafçıların bu temada çektiği / yaptığı fotoğrafları...
Konuk Yazarlar
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı.
“Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...