Gel Rüstem abi...

Şenol Durmuş kullanıcısının resmi
Gel Rüstem abi... Gel de gör şu perişan halimizi. Şu varoşların halini bir gör. Gör de önce kendinden sonra insanlığından, geçmişinden, geleceğinden utan abi. Evlerden feryatlar, çığlıklar yükseliyor abi. Yarı aç, yarı tok yaşayanlar bir yana, tıka basa yiyenler, beslenenler, kırmızı yanaklılar bir yana abi. Geçim derdinden çıldıranlar, fazla kazanmaktan bunalanlar bir yana, kıblesi, pusulası şaşmış insanlar bir yana.

 

Kadın kocası ile yatarken utanıyormuş. Erkek önüne bakarken yıkılıyormuş abi. Çocuk her ikisine de öfkeyle bakıyormuş. Bakıyormuş da kimin umurundaymış abi. Emekli kuyruklarının yerini şimdilerde fatura kuyrukları almış. Üstelik almış başını gitmiş abi. Zavallı sefil, yaşlı ihtiyarların halini gel de bir gör. Elektrik, su, doğalgaz faturalarının uyarı, kesme, ceza makbuzlarının kapı önlerinde sürüsünü gör. Suyu, elektriği kesilen kadının feryadını, isyanını gör. Gör de, kime küfür edeceksen et be Rüstem abi... Yaşlı insanların delirme aşamasını izle. Bir ömür boyu süren yaşamın sonunda, sahteliğinin farkına varan bu yaşlı bunakların, çaresizliğini, zavallılığını gör abi…



Üstelik yetmezmiş gibi, miras için, emekli maaşı, bankadaki üç, beş kuruş içinde bunların bir an önce ölmesi için gece gündüz dua eden evlatları bir gör de şaşır abi. Bu ihtiyarların üstelik bunları hissederken, ölüm korkusunu gözlerinden bir de oku ve gör abi. Buna rağmen de sanki sonsuza kadar yaşayacaklar gibisine, üç kuruşlarını sonuna kadar koruma çabasını izle... İzle de, cimriliğin, pintiliğin babasını gör… Gör de hayret et… Binalarda, katlarda, dairelerde çıkan aile içi kavgaların patırtılarını, küfürlerini duy. Kırılan, eşyaların, cam, çerçevelerin seslerini dinle. Aynı binada sessiz sakin yaşayan bir hayvan gibi sınırsızca beslenenlerin sessizliğine şahit ol abi. Ya birbirini beceren komşular, ya aldatanlar, yatanlar, kalkanlar ya onlar? Söylenenlere göre becerilmeyen liseli kalmamış... Üstelik onlarda zaten bu işi büyük heves ile yapıyormuş. İlköğretime giden çocukların yüz ifadelerini izle... Gözlerinden akan kin ve nefreti gör. Gör de, geleceğin çetelerini, suçlularını o dehşeti şimdiden gör Rüstem abi.



Kahvelerde dedikodular almış başını gitmiş. Parti kasetlerinin kralı sokaklarda dolaşıyormuş. Porno, şantaj, becerme, rüşvet, tehdit kasetleri sıradan insanların başrol oynadığı diziler haline gelmiş abi. Çıkan olayların, belaların, suçların haddi hesabı yokmuş. Yokmuş ama her nedense gazetelerde, televizyonda yer almıyormuş. Anadolu’nun tüm vilayetleri, İstanbul “un eski seksenli, doksanlı yıllarını yaşıyormuş. İstanbul un bir zamanlarının suç dünyası sahnede yerini almış. İçki, uyuşturucu patlaması bir yana, tinerciler, yeni Müslümcüler, Orhanlar, Ferdiler ürüyormuş. Cezaevleri zaten ağzına kadar dolmuş taşmış. Cezaevleri İran, Filistin hapishanelerinden de farksızmış. İşte kahvelerde bunlar konuşuluyormuş. Elbette bunlarda Anadolu insanı yani şimdiki yeni İstanbullular. İşte memleketten haberler... Konuşanlarda tabii ki bu olayların bu dünyanın insanları Rüstem abi...



Buralar yine şehir olsa da ucuzmuş. Esrarın gramı bir paket sigaranın, eroinin, kokainin gramı bir büyük yeni rakı fiyatına kadar düşmüş. İçki satışı azalıyormuş ama uyuşturucu tüketimi ha bire artıyormuş. İşte rekabet, işte arz talep dengesi abi.



Seçim yine gelmiş. Yine mahallenin en sevilmeyen en hain adamı muhtar seçilmiş. En iyi düzenbazlar yine belediye meclisine seçilmiş. Bu seçilenleri arka cebinden çıkartan ustaları da meclise aday olmuş. İnsanlar hala şaşkınmış. Göz göre göre bu işi nasıl başardıklarını düşünürken hayret eden edeneymiş abi.



Sonra bütün bu insanlar cuma günü olduğunda hep beraber camiye koşuyormuş. Tıka basa doluyormuş cami... Hoca "Efendiler, açı, yetimi, fakiri düşünün, onlara sahip çıkın kollayın, kul hakkı yemeyin, ananıza, babanıza, çocuğunuza şefkat gösterin, haramdan uzak durun“diyormuş... Diyormuş ama... Hoca bunları söylerken büyük çoğunluk ayakkabılarını düşünüyormuş. Ayakkabılarının çalınma endişesi içersinde namaz kılıyormuş. Bazıları vicdan azabından ağlıyormuş. Fazla acı çekenler titriyormuş. Kısmi felç geçirenlerde oluyormuş abi. Anca eve gidince farkına varıyorlarmış. Namaz bittikten sonrada hiç bir şey olmuyormuş gibi insanlar aynı şekilde son sürat camiden fırlıyormuş abi.



Geçenlerde semtin delisi, felsefecisi, şarapçı İrfan isyan etmiş abi. "Roma çöküyor" diye haykırmış abi. Deli Selami ise itiraz etmiş."Merak etmeyin Neron gelmeden bu iş olmaz" demiş. Deli İrfan da karşı çıkmış."Neron seksen yıl önce gelmedi mi ulan" demiş… Kavga etmişler.



Düşün abi deliler, şarapçılar dâhil gördüklerinden korkar hale gelmiş… Gel abi lütfen gel. Gel de halimizi gör Rüstem abi...

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/20/2024 - 16:37
03/31/2024 - 21:39
03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...