
Dizinin dibine otururdum dedemin
Çözülürken dili söylencelerin
Hain, ağacın kurdudur derdi evlat
İçten içe kemiren beyni
Mir Bedirhan’ların özgürlük düşüyle başladı
İhanet ihtirası Yezdanşer’lerin
Bu gün dünün aynasıdır
İhanet çemberinde kaybolurken
Ateşten düşlerimiz
Kapattım şimdi kalbimin tüm kapılarını
Ey soyumun soysuz itleri! …
Yedi kilit vurdum kalbimin kapılarına artık
Kirletemesin! Filiz açan tomurcuğun
Umuda sevdalı gülüşünü…
Kovuldun artık
Eşiğine yüz sürdüğümüz kitaplarda
Git karanlığa karış
Görünmesin gözlerinde okunan
İhanetin seceresi…
Sana bir sözüm var!
Kendi çocuklarını yer timsahlar önce
Sonra ağlar
Utancından kurtulmak ister ihanetin
Tarihin sayfalarını çevir, bak
Önce ihanet edenler vurulur
Şah damarlarında boşalır simsiyah bir kan…
Şunu bil ki!
Öfkeyle kaplanan bedenlerimizi
Sabrın sularına bırakmasını biliriz elbet
Çünkü umut tükenmez
Avucunda kuş besleyenlerin yüreğinde...
Unutma! her yenilgi
Bir başlangıçtır yeniden hayata...
Nice zaferler kazanan ordular biliriz
Sonradan rehavete kapılan
Şehvetin, ihtirasın ve gözü doymazlığın
Ellerinde küçülerek yok olan...
Nice Ordularda biliriz
Bir kişiyle başlayan
Ve milyonlara dönüşen…
Unutma! ihanet çocuklarını yer
Çocuklarını yiyenler
Tarihin kara kaplı defterine
Kapkara harflerle geçerler…/Murat Özgöl