“İşgal” adlı romanın düşündürdükleri…
Edebiyat her dönem toplumsal altüst oluşlarda tanıklık yaparak, dolaylı da olsa tarihe not düşmüş ve “kamunun vicdanı” olmuştur. 12 Eylül de bir toplumsal alt üst oluştur. İlk on yıl, yani 1980-1990 arası yüz binlerce insan zarar görmüştür. Sağ kalanlar da yaşayan ölü haline getirilmiştir. Bu mezalimin edebiyata yansımaması mümkün değildir. Ancak ne ölçüde, nasıl ve hangi estetik boyutlarda yansımıştır? Konuyu irdeleyebilmek için kısaca 80 öncesi edebiyatın durumuna göz atmakta yarar var: O dönemde dünyada ‘sosyalist gerçekçi’ akımın prestiji oldukça fazlaydı.