DENGBEJ
Aradan altmış gün geçmiş, perhiz, kendini tek düze, bıktırıcı bir şekilde sürdüren varoluşu parçalamış, ölüm ve özgürlük duygusunu derinleştirmişti. Dengbej, bedeni hissettiren duygulardan uzaklaşmak için kafayı, yakın mekânlardan gelen sözcüklerin beliriş biçimlerine takıyor, onları hayale dönüştürüyordu. Sesler kesilmişti. Demir kapılar eskisi gibi sık sık açılıp kapanmıyor, zindancılar, “bu gün güzel yemekler çıktı, köfteler, pilavlar, helvalar!” diye bağırmıyorlardı artık.
-13-