Dertli başım
Boş kaşığım
Olmayan aşım
Canhıraş feryatlarım
Sessiz akan gözyaşlarım
Toprağı eşen nasırlı ellerim
Karanlıkları aydınlatacak olan
Şafak
Baharın kollarında
Açmayı bekleyen
Kardelenler
Çiğdemler
Newroz çiçekleri
Özgürlük umudumdur
Onurum, şerefim ise sevdamdır benim
Dilim
Ağzım
Damağım
Kanayan yüreğim
Örste demiri döven
Çekiç
Sarı başakları biçen
Orak
Yalnızlığıyla baş başa kalan
Rıhtımlar
Bağrında çiğ damlacıkları
Taşıyan kara toprak tavı
Korkutucu, heybetli fırtınalar
Uğrunda ölünecek kadar sevdalar
Pusuda bekleyen kurtlar, çakkallar
Geleceğimize
Yarınlarımıza
Densizce, kahpece hükmetmek istiyorlar
Ele, avuca sığmayan
Çocuksu duygularım
Yorgun düşen çığlıklarım
Sisteme olan koca isyanlar
Soysuzların
Pençeleri, cırnakları sırtımda
Varsın kanaya dursun yaralarım
Varsın tüm zindanlar beni beklesin
Çünkü ben Kürdistanlı
Acılara, dertlere alışığım
Özlemini çektiğim özgürlük kadar
Halkları, emekçileri
Direnenleri seviyorum
Bilsem ki
Deniz, Hüseyin, Yusuf olup
İdama götürülsem
Söz, şiirlerin dizelerine yine gerçekleri yazacağım
Mehmet Çobanoğlu
15.02.2015
İstanbul