
düğmeleri kopuk bir çocuğun yüzünü yıkamak üzre
şimdi balat’ta gün ışıyordur, gül kanıyordur
eskiciler dünden kalan asık yüzleri toplamaya geliyordur
kavga yüklenmişlerdir küflenmiş sobalarda yakıp tüketmeye
geçim sıkıntısına burun kıvırıyorlardır ağır azam, gururla
tuzu kuru mart kedilerine dert döküyorlardır
ağırdır sözleri kadar, sağırdır küfürleri kadar
gurur kırıyorlardır arkalarından dökülen zaman çöplerine inat
zamana inat, çöplere inat, kahra inat ey yar
.
şimdi balat’ta kediler oynaşıyordur, kadınlar oynaşıyordur
bir eski zaman sarkacında öyküm sallanıyordur
ezan sesi çan sesine karışıyordur, abdest teyemmüme
bir müminle bir musevi hal hatır ediyordur
ama en çok yoksulluk sevişiyordur nemli yataklarda
günün sayfasını okumaya niyetli kimse yoksa da gazetelerde
balat’ta türkü dinleniyordur, balat’ta türkü demleniyordur yüzlerde
kapı önü kucaklaşmaları yerine küfürler oynaşıyordur
küfürler oynaşıyordur, oynaşıyordur ey yar
.
ben bir daha balat’tan geçmem, bir daha balat’ta demlenmem
sokaklar, sidikli çocuklar gibi yaşam kokmuyordur artık
yoksulluk bir eski zaman masalında zenginlik düşlüyordur
sütlüce taraflarına kör, rami’ye dilsiz
herkes bir kemliği yutuyordur
kemliği yutuyordur
kusuyordur ey yar
şimdi balat’ta neler oluyordur kimbilir
eyüp hazretlerine sırlı, piyer loti’ye ağlamaklı bir hal oluyordur
balat’ta gene sabah oluyor, hayattan ince kıymık kopuyordur
balat’ta çıra tutuşuyor, yandığım galata uyuyordur
galata uyuyordur, uyuyordur yar
balat'ta gün ışıyordur
sarkaç daha çapkın, martılar daha hain, tekneler uyuz
balat’ta bir şeyler oluyordur
Barış Erdoğan (Zeymuran'dan)