Anamdan İnciler kitabı hakkında

Hüseyin can kullanıcısının resmi
Anamdan inciler Kendisini yenileyen, geliştiren, okuyan, yazan, araştıran insanlar elbette zorlukları aşacaklardır. Kendisine özgüven duyan, gelişen üreten insanlar her ne kadar gurbette, diasporada olsalar da doğdukları coğrafyayla ilgili çok başarılı çalışmalar yürütebilirler diye düşünüyorum. İşte Necmettin Yalçınkaya da bunlardan birisidir.

 

Yalçınkaya’nın kendisini yeniliyor olması göçmen oluşu yönünde engel olmadığının kanıtıdır. Çünkü günümüzde iletişim araçlarının sınır tanımaması lehimize bir durumdur. İstediğimiz bilgiyi, istediğimiz kaynaktan anında erişme şansına sahibiz. Bu vesileyle böylesi devasal zenginliğe sahip bilgisayar dediğimiz bilgi havuzunun masamızda olması işlerimizi kolaylaştırıyor. Sınır tanımayan dijital gelişime çok şey borçluyuz. Yeter ki teknolojiyi kullanma cüretini gösterelim. Gerisi çorap söküğü gibi kendiliğinden gelir.

Yazarın dijital ortamı çok mükemmel kullanması ülkesine yakın durmasını sağlıyor. Fiilen yaşadığı coğrafyada olmasa da teknolojiden yararlanarak, açığı bir şekilde kapatmaya çalışıyor.

Necmettin Yalçınkaya’nın Şubat 2012’de kısa öykülerden oluşan Anamdan İnciler adlı 156 sayfadan oluşan öykü kitabı yayınlandı. Büyük bir zevkle okudum. Kitap hakkındaki yargım, edebiyat dünyasına azımsanmayacak önemli bir edebiyat çalışmadır diye nitelendiriyorum. Değer biçtiğim bir katkıdır.

Ülkemizde bulunan yayınevleri bilime bilgiye, irfana, sanata ticaret maksatlı yaklaştıklarından dolayı Necmettin Yalçinkaya’nın kitabı şu yayınevinden çıktı diyemeyeceğim maalesef. Tamamen kendi olanaklarıyla kitabını hazırlayıp yayınladı. Kitabın okur tarafından ilgi gördüğü aldığım izlenimler arasındadır. Bu medeni cesaretinden dolayı örnek alınması gereken bir yazardır. Zira edebiyat tutkusunun ve coşkusunun daha engin çalışmalara imza atacağına inanıyorum.

Tatlı politik öykülerdir

Yalçınkaya politik düşüncelerinden dolayı gençliğinin en verimli dönemlerinde koskoca 5 yılını Türkiye’de çeşitli cezaevlerinde geçirmiştir. Ama mahpusluk sürecini okuyarak, ülkenin ve dünyanın meselelerine kafa yorarak geçiriyor. Zaten öykülerinin büyük bir bölümünü de politik yaşamı ve cezaeviyle ilgilidir. Yani cezaevinde somun ekmeğini yiyip sırtüstü yatanlardan olmadığı öykülerinden rahatlıkla anlaşılıyor. Öyküleri ağır, sıkıcı, bıktırıcı değil, tam tersine akıcı ve heyecan verici bir şekilde işlemiştir. Kitabın girişi, finali kadar akıcı ve heyecan vericidir.

Öykülerinin kısa, güldürücü, düşündürücü ve akıcı anlaşılır oluşu bir terminolojiyle anlatması okuyucunun bıkmadan okumasını sağlıyor. Yazar okurun ilgisini çekmeyi başarmıştır. Edebi abartı yerine çok samimi ve doğal bir anlatım söz konusudur yazılan eserde. Yazar politik düşüncelerini edebi bir dille yücelterek ılık bir bahar tadında okura anlatmaya çalışıyor. Herkesin beceremediği bir mücadele biçimidir bu. Ayrıca kısa öykü yazmak her yazarın harcı değildir. Kısa öykü yazmak büyük bir birikim, beceri ve donanım ister.

Anadolu kadınını anlatıyor

Yalçinkaya Anadolu kadınını anlatıyor. Yani analarımızı sade ve sakin bir dille anlatıyor. Analarımızın sahiplenişini, yaratıcılığını, yufka yürekliklerini, cesaretini açık bir dille fersah fersah ifade ediyor. Tarih boyu suların durulmadığı bir coğrafyadır Anadolu. Anadolu topraklarında mazlumlarla barbarların kıyasıya mücadelesi Anadolu kadınını yaratıcı, mücadeleci ve cesur kılmıştır. Hayattan beklentileri ve bakış açısı farklıdır. Dolayısıyla bu yapıt, Anadolu’da tarihten gelen halk hareketi ve yakin tarihte sosyalist hareketin edebiyat ürünüdür. Kitabı okurken her koşulda Anadolu insanın yaratıcılığı gözümüze çarpıyor.

Yalçınkaya kitaptaki kahramanın attığı her adımı değerlendiriyor, öyküleştiriyor. Kahramanını müthiş derecede konuşturuyor. Keza genç Anadolu kadınına misyonunu hatırlatıyor.

Teknik boyutu

Yazardan kaynaklanmayan Mizanpaj ve teknik hatalar söz konusudur. Fakat bu hatalar ikinci baskıda telafi edilebilecek hatalardır.

Yazarın ilk seri, ilk deneyimi olması eksikleri de olacaktır her yazar gibi. Yazarın titiz çalışma tarzından öyle anlaşılıyor ki ikinci eserinde bu eksikler aksaklıklar görülmeyecektir.

Yazarın edebiyat düzeyi

Yazarın yetenekli olduğunu çeşitli gazete ve dergilerde okuduğum edebi metinlerinden, makalelerinden biliyorum, tanıyorum. Kurgu yeteneği mükemmeldir. Azımsanmayacak edebi kelime kadrosuna sahiptir. Şiir dünyasına da yabancı değildir. Açıkçası bir edebiyatçı da olması gereken vasıflara sahip olduğunu söyleyebilirim.

Zira içinde bulunduğu politik atmosferi bir okul gibi yaşamış olması ve yaşadıklarını yazı diline çevirmesi sosyalist harekete pay biçilmez bir edebi katkıdır. Bu katkıdan dolayı yazarımızı kutlarım. Açık söylemek gerekirse çağdaş bir mirastır yazılanlar. Bu mirası unutturmamak adına yapılan mütevazı bir çalışmadır. Bu çağdaş mirası kitaplaştırması, kalıcılaşmasını sağlamasından dolayı takdir edilmelidir.

Netice olarak

Netice itibariyle Anamdan İnciler adlı kitap okuru tarafından kabul görüleceği kesindir. Bu anlamda yazarımıza yazınsal eyleminde başarılar dilerim. Bu kitabıyla kaderini de belirlemiştir. Yazınsal bulvarda seçimini edebiyattan yana yapması bir ihtiyaçtır. Çünkü işçilerin, emekçilerin hakları sadece grevlerle, barikatlarla sınarlı tutulmamalıdır. İşçilerin emekçilerin, aydınlara, edebiyatçılara, bilginlere, mizahçılara, sanatçılara ihtiyacı vardır! Anamdan İnciler ihtiyaçlarımıza önemli katkıdır. Necmettin Yalçınkaya’dan ikinci baskısını bir yayınevinden yapıp ve ikinci kitabının müjdesini bekliyoruz.

Hüseyin Can

hcan1960@hotmail.com

 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...