Bir avuç aşk

Veli Bayrak kullanıcısının resmi
BİR AVUÇ AŞK

 
Sabah evden çıkarken karısının yanağını öpüp çıkan mutlu insan sayısı azalıyor gittikçe. Geçim derdi önüne geçti sanki sevginin ve aşkın. Bayram ziyaretlerinin azalmasını teknoloji ve cep telefonu mesajlarına bağlayanlar biraz da bir yerden bir yere gitmenin ne kadar masraflı olduğunu hesaba katmalıdır artık! Çünkü ziyaretleri ya da misafirlikleri azaltan şeyler mesajlar değil masraflar oldu sanki.
 
Dolmuşta, önünde oturan adama para uzatmaya çekinen insanlar çoğaldı bu topraklarda. Bir sinir bir asabiyet! Her an “Babanın uşağı mı var kardeşim git kendin uzat” diye cevapla karşılaşma tehlikesi yaşıyor insanlar. “Müsait yerde inecek var” diyen yolcuları 5 dakika sonra indiriyor bazı şoförler! Üstelik “En müsait yer burası kardeşim, işine gelirse” diyerek.
 
Birine adres soruyorsun “Burnunun dikine git.” diyor bir başkası. Adetler değişiyor, gelenekler, görenekler. “Evlenince pembe panjurlu bir evimiz olacak” sözü karın doyurmuyor artık. Artık “Panjuru manjuru boş ver, başımızı sokacak bir yer olsun yeter” diyor sevgililer.
 
Pınarın başında su doldururken başlayan aşkların yerini başka şeyler aldı artık. Merhabanın yerini “slm”, dostun yerini “kanki”, nasılsın demenin yerini “nbr” aldı. Aşklar alayına gidiyor sokakta alayına geliyor! Güzel sözcükler fayda etmiyor artık. “Seni öküz gibi seviyorum” diyor bir erkek sevdiği kadına. Kadın “Hayvaaannnn” diye bağırıyor. Kendinden geçip gülüyor erkek “E işte öküz de hayvan” diyor.
 
Öğretmenlerin, “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna “Emlakçı olacağım öğretmenim, dünyayı kiraya verip anasını satacağım.” diye cevap veriyor çocuklar. Evde, sokakta, televizyonda yaşananlar çocukların beynine kazınıyor. Öğretmen öğrencisine, “Baban ne iş yapar?” diye soruyor. Öğrenci, “Annemi döver öğretmenim.” diyor. Öğretmen, “Başka ne iş yapar?” diye devam ediyor. Öğrenci, “Beni de döver öğretmenim” diyor.
 
Komşuluklar yok oluyor, olanlar da suyunu çıkıyor! Bir stres, bir telaş, bir kavga. Bir fincan kahvenin bir gün hatırı bile kalmıyor artık. Ümitsiz değilim ama kimsenin bir şey yapacağı da yok gibi. Sen sarılınca belki yaralar iyileşir diye düşünüyorsun ama ya sen tam saramıyorsun yarayı ya da karşındaki tam sarılmıyor yarana. Artık başka bahara ertelemek faydasız ümitleri ve de aşkları. Hiçbir şey bilmiyorsanız biraz da unutulmasın diye aşklar komşunuzun kapısına vurup biraz teselli edin kendinizi:
 
“İyi akşamlar hanım teyze, annem varsa bir avuç aşk istedi!
             Veli Bayrak
      
 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

03/22/2025 - 15:27
11/17/2024 - 21:04
09/28/2024 - 20:03
09/23/2024 - 15:23

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

Feyza Eren’den Akdeniz’e Lirik Bir Güzel...
  Uzun yıllardır sanat yaşamını ABD’de sürdüren Feyza Eren, “Vedadır Belki” adlı, tekli çalışmasıyla yeniden...
80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...