Senin Yüreğine Ulaşsın Islak Kum Taneleriyle Bu Sevgim/ Behçet Bük

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi
Kalbim kanıyor… Yalnız bırakılan sevgili... Terk edilen... Biliyor musun seni hiç özlememişim sanki! Ayrılıklar okudum hep sokak aralarındaki kâğıtların çürük satırlarında. Hiç düşünmedin mi beni?

Sanıyorsun... Hep senden bahsederdik, o mahmur besteyi bitirdin mi? Bu arada seni ne kadar çok sevdiğimi şimdi anladım. Yalnızlık çok zormuş...
 
Kayboluyorum bu dünyadan. Hazin duygular beni titretiyor yalnız sokaklarında. Yine sensizliğime yanıyorum.
 
Özlüyorum konuşmalarımızı. Hele o şen kahkahaların yok mu? Şimdi kulaklarımda çınlıyor halâ. Gidemediğimiz zaman deniz kıyısına o gün bir kayıptı bizim için. Uzun geceler güzel hatıralarla dopdolu. Şimdi kumlar üzerinde oturduğumuzu hatırlıyorum. Meltem rüzgârları aşkımıza eserdi. Birlikte söylediğimiz şarkımız nerede kaldı?
 
Sanki yıldızların hepsi kaydı. Nazar değdi, çok yazık oldu ikimize. O kadar temiz bir kalbin vardı ki senin, seni bana yaklaştırıyordu. Çok ciddiydin biliyor musun? Kimseye fırsat vermezdin... Hep ilkleri yaşamak isterdin, tıpkı benim gibi...
 
Senin sporcu olman, beni de spora itmişti. Sağlığımı sana borçluyum, ’Biliyor musun, biliyor musun…’ bu sözcüğü çok severdin.
 
Farkında olmadan beni çok kıskanıyordun, bunu hissediyordum, bu hoşuma da gidiyordu. Ben de seni kıskanırdım. Senin sağlığına kavuşmana belki en çok sevinen ben oldum. Dualar ettim hep. Her şey senin içindi. İyileşmezsin diye çok korktum biliyor musun? Hatta o aralar ayrılacaktık, ama ben seni yüz üstü bırakmak istemedim. Hatırlarsan ‘’ameliyat ol sonra’’ demiştim. O mahsustu. Seni ikna etmek içindi.
 
Ne kadar zor geldi bana ayrılmak mecburiyetten tabi. Senin hep mutluluğunu istedim yalnızdın benle evlenemezdin. Ne kadar zor; sen yalnız, bense mecburdum. Asla istemedim ayrılığı bunu biliyorsun, mecburdum evet mecbur... Sana söyleyememek, gitme kal demek. Sen istedin aslında. ‘’Artık bitsin!’’ diyen sendin.
 
Artık güneş doğmuyor, hayatın bir anlamı kalmadı. Gecelerim gündüze karıştı, zaman durdu artık, sevda duraklarım bir bir yıkıldı...
 
Buz dağları gönlüm, kanım akmıyor sanki yüreğimde. Sevda kırıkları sıralanmış sevgileri kesiyor.
 
Beni ne kadar zamanda unutursun demek bile zor geliyor bana. Sesini unutamadım sen de sanırım benim bir kez duysan döneceğinden eminim, korkuyorsun tabi. Ben de aynen korkuyorum zira çok özledim... Yıllar sonra seni görmek ne kadar zor olsa gerek, karşıdan el bile sallayamamak. Müthiş bir şey, evet çok zor.
 
Senin başka birini sevmeni istemedim, nasıl kabul edebilirim sen tahmin et. O sahiline geldiğimde bir başkasıyla, kumların üstünde seni görmek ne kadar zor ise sevmeni de duymak o kadar zor olsa gerek...
 
Kulübemize girmek istediğimde beni eşikte bekletmen gece bekçisi gibi, hala hatırlıyor musun? Ağladığımızda göz göze birlikte aynı şiltede gecenin dürüst zamanı ne de çabuk geçerdi, pişmanlıklarımızı çizerdik hep yalnızlığımızı denize isyan ederdik. Gözler hep o mavilikte kayıtlıdır bir yazıcı olsa. Senin o yüzmelerin korkunç dalgalar arasında kaybolmaların beni bitiren.
 
Pişmanım sevdiğim yaptıklarımdan, arıyorum o mavini, sisli dalgalar halinde gözyaşlarım bak, sustur artık ne olur...
 
Olmaman gönlümde ne zor biliyor musun? Hasta olduğunu düşünmek beni yıkıyor. Hissediyorum sen bensiz olamazsın, içimden sana koşmak geliyor. Duruyorum; ya kabul etmezse, ölürüm diyorum...
 
Ben sahilindeyim bekliyorum, diyebilmek ne güzel... Bir ateş yakmak geliyor içimden, önce duygularımı o ateşe atıp yakmak, sonra hislerimi gömmek istiyorum alevin dilimlerine. Gözyaşlarımla sulayıp söndürmek isterim bu ateşi...
 
Dönmeni hiç beklemiyorum, biliyorum umutsuzum sevdiğim. Senin yüreğine ulaşsın ıslak kum taneleriyle bu sevgim.

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

07/10/2025 - 19:12
06/28/2025 - 19:38
06/15/2025 - 12:53

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

Feyza Eren’den Akdeniz’e Lirik Bir Güzel...
  Uzun yıllardır sanat yaşamını ABD’de sürdüren Feyza Eren, “Vedadır Belki” adlı, tekli çalışmasıyla yeniden...
80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...