Kurbağa
Saçları sapsarı olan İsa afalladı, başı yerdeydi, arkadan birinin onu dürtmesiyle ancak kendine geldi. Arkadaki çocuk kulağına fısıldıyor, “Seni çağırıyor, git” deyince İsa utana sıkıla ayakları birbirine dolanırcasına ezilmiş haliyle herkesin göreceği basamağa çıktı.
“Hadi, al bakalım mikrofonu, bağırarak oku.”
İsa bakışlarını arkadaşlarından ve sıradaki tüm öğrencilerden zoraki kaçırıyordu. Sadece müdüre bakıyordu.
“Ne bakıyorsun çocuk, hadi okusana?”