Sokrat Kürt olsaydı

Veli Bayrak kullanıcısının resmi
Hiç kuşku yok nüfus müdürlüğünde başlardı Sokrat’ın çilesi. Babası nüfusa “Soxrat” diye yazdırmak isterdi ama nüfus memuru alfabede “x” harfi olmadığı için kesinlikle kabul etmezdi. Bunu ise Sokrat aklı erdiğinde değerlendirir, "Benim ismim Sokrat yazılır, Soxrat okunur." derdi.

 
Kuşkusuz ilk oyuncağı panzer olurdu Sokrat’ın. Hem de sahicisinden. Bir de asker ve köylülerden sık sık gördüğü için silahları olurdu. Çocuk parkını ise televizyonda görürdü ancak.
                 "Baba beni ne zaman çocuk parkına götüreceksin?"
                 "Acele etme oğul, biraz büyü sen kendin gidersin.”
                 İlk şokunu ilkokulda yaşardı Sokrat.
Çocukluğu Kürtçe ortamda geçen, Kürtçe ninnilerle uyuyup Kürtçe sözlerle azar işiten Sokrat birden kendini Türkçe konuşan öğretmenin karşısında bulurdu.
                 "Günaydın çocuklar."
                 "Roj baş mamoste."
 Türkçe konuşmakta zorlanan Sokrat, Kürtçe bilme-yen öğretmenine durumunu anlatana kadar birçok zorluklarla karşılaşırdı:
                "Xoce dikarım herim tulavet." (Öğretmenim tuvalete gidebilir miyim?)
               "Ne diyorsun oğlum, bırak şimdi Kürtçe konuşmayı da anlayacağım dilden konuş."
                "Tu ji bedre xoca, minjixwe bedre" (Sen de bırak öğretmenim ben zaten bıraktım)
En çok da okul fişleri zorluk çıkartırdı Sokrat’ın başına. İçinden bir şeyler mırıldanırdı fakat öğretmeninin söylediğini tekrarlamakta zorluk çekerdi:
                "Koş Ali koş, bu at!"
                "Badi hewa nerewi Âli, hespe ji li leşqer kuşt!" (Boşuna koşma Ali, atı askerler vurdu!")
Farklı coğrafyadaki yaşıtları kız arkadaşına mesaj atarken, o, taş atan çocuklardan olurdu. Ve kısa zaman içerisinde Türkçeyi de çözerdi Sokrat.
 Daha doğrusu çözmek zorunda kalırdı ama sözünü de esirgemezdi.
                "Büyüyünce ne olacaksın Sokrat?"
                "Ne olursam olayım kesinlikle asimile olmayacağım öğretmenim."
 Buna benzer sorular okul bitene kadar devam ederdi.
                  "Memleket nasıl kurtulur Sokrat?"
                  "Silahlar susunca öğretmenim."
                "Sokrat neden dersine çalışmadın?"
                 "Dün gece çatışma vardı öğretmenim çalışamadım."
Bir kızı sevip aşık da olurdu Sokrat.
Ama kimi sevip sevmeyeceğini babasından yediği okkalı tokattan sonra öğrenirdi:
               "Onlar bizim kanlımızdır gundi, bu iş olmaz!"
Sık sık gösterilere katılırdı Sokrat. Katılmadığı zamanlar da olurdu fakat potansiyel suçlu ilan edildiğinden bir şey fark etmezdi.
                "İyi de Memur Bey, bana neden vuruyorsun, ben gösterici değilim ki?!"
               "Olsun! Bu olmayacağın anlamına gelmez ki."
Polis ve jandarmayla her zaman sorun yaşardı Sokrat. Keyfi uygulamalara maruz kalırdı.
              "Kimliğini göster, uygulama var?"
              "Alt kimlik mi, üst kimlik mi?"
Siyasal bilinci olgunlaştıkça akılda kalan özlü sözler de söylerdi Sokrat.
              Şöyle ki:
             "Sürekli siyasal kriz yaşıyoruz siyasi kerizlerin yüzünden."
             "Türk ve Kürt halkları enine boyuna tartışarak barış istiyorlar. Enine bir şey çıkmıyor da boyuna sorun çıkı-yor."
            "Ortalama bir ömrün yetmiş sene olduğu bir ülkede Allah devlete millete zeval değil zaman versin."
Ve Sokrat hukuk ve hukuksuzluk üzerine kesinlikle bir söz söylerdi. Zira bu konuda Türk-Kürt ayırt edilmeksizin en çok mağdur olanlardan biri de o olurdu:
             "Oğlum, seni suçsuz yere hapse atacaklar."
              "Suçlu atsalar daha mı iyi olurdu anne?"

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

11/20/2024 - 20:50
11/14/2024 - 19:11
11/03/2024 - 12:12
10/10/2024 - 20:58
09/30/2024 - 13:44

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...